Belirli bir eğitim ve akademik çalışma sürecini tamamlayan doçent ve araştırma görevlileri, ilgili mevzuata binaen ders verebilecek ve tez danışmanlıklarını yürütebilecekler. Bu sayede yüksek düzeyde eğitim-öğretim faaliyetlerinin yerine getirilmesine ve akademik çalışmaların karşılık bulmasına katkı sağlanacaktır.
Türk Eğitim-Sen Doçent araştırma görevlileri hakkında açıklama yaptı. Açıklamanın tam metni şu şekilde;
Sendikamız tarafından, araştırma görevlisi kadrosunda olup Doçent unvanına sahip olan bir üyemiz adına, üniversitede araştırma görevlisi kadrosunda bulunup doçentlik unvanına sahip olanların ders vermesi ve tez danışmanı olmasının uygun olmadığı yönünde Yükseköğretim Yürütme Kurulunca alınan kararın hukuka aykırı olduğu iddiasıyla dava açılmıştır. Açılan dava sonucunda; Ankara 12. İdare Mahkemesi Yükseköğretim Yürütme Kurulunun kararını bozmuştur.
Mahkeme, Yükseköğretim Yürütme Kurulunun kararını şu gerekçelerle iptal etmiştir: “Orijinal, bilimsel araştırma ve yayınlar yapmış olmak, doçentlik sınavına katılabilmenin şartlarından birisidir. Doçentliğe yükseltilme aşamasında, ilgililer bu yönden değerlendirilmekte ve bilimsel yeterliliği olanlar doçentliğe yükseltilmektedirler.
Hangi kadroda görev yaparlarsa yapsınlar, doçent unvanını alan öğretim elemanlarının, doçentliğin her türlü akademik haklarından yararlanabilecekleri Danıştay’ın yerleşik içtihatlarındandır. Kaldı ki, davalı idarenin de işlem tarihi öncesi işlemleri- yargı kararlarından da bağımsız olarak-bu yöndedir. Kamu personel rejimimiz kadro esasına dayanmaktadır. Ancak, üniversitede asıl olan akademik yetkinlik ve bunun objektif bir kriter olarak göstergesi akademik unvandır.
Üniversitelerde kadro, öğretim elemanının ekonomik güvencesini temin etmeye yönelik, bu sayede akademik çalışmayı garantiye almak amaçlı düzenlemedir. Üniversitedeki hizmetin özüne ilişkin bir durumda, bir güvence unsurunun işin esasına hakim olması düşünülemez.
Diğer taraftan, benzer bir davanın görüldüğü Ankara 7. İdare Mahkemesinin 2016/2983 esas sayılı dava dosyasında anılan Mahkemece verilen 21/11/2016 tarihli dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması yolundaki kararda, “…dava konusu işlemlerin tesisinin ardından dava konusu olay açısından önem ve etkinlik arz eden Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın 18.05.2016 tarih ve 10 sayılı kararının alındığı; işbu karar da; ‘hangi kadroda görev yaparlarsa yapsınlar doçent unvanı alan kişilerin kadro unvanlarının gerektirdiği görev ve sorumluluklarını yerine getirmek şartıyla doçentliğin her türlü akademik hakkından yararlanabileceğinin belirtildiği” hususuna yer verildiği görülmektedir.
Bu durumda; gerek Ankara 7. İdare Mahkemesinin 2016/2983 esas sayılı dava dosyasında verilen 21/11/2016 tarihli dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulması yolundaki kararda atıf yapılan Yükseköğretim Kurulu Başkanlığının 18/05/2016 tarih ve 10 sayılı kararı gerekse doçent unvanını alanların, ders vermesi ve tez danışmanı olması yönünde hukuki bir engelin bulunmadığı hususları birlikte dikkate alındığında, aksi yöndeki dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir” gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir.
Böylelikle üniversitede araştırma görevlisi kadrosunda bulunup doçentlik unvanına sahip olanların ders vermesi ve tez danışmanı olmasının uygun olmadığı yönündeki Yükseköğretim Kurulu kararı iptal edilmiştir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan
Türk Eğitim-Sen
İstanbul İl Başkanı
Türk Eğitim – Sen duyurularından haberdar olmak için linke tıklayınız.
Benzer Yazılar
Daha Fazla Makale
Burak - 06.06.2017
Profesör araştırma görevlileri için de benzer bir girişim bekliyoruz. Umarım profesör araştırma görevlilerine de ders verme haklı verilir.
Okan - 06.06.2017
Çok iyi olmuş çok da güzel olmuş kimsenin dersine kimsenin tezine kimse karışamaz.
Mahmut - 26.07.2017
Docent arastirma gorevlisi nasil oluyor ben onu anlamadim. Docentligi yurt disinda mi almis oluyor? Cunku yurticinde docent olmak icin doktora bitmis ve ders vermis belli sayida doktora sonrası yayin yapmis olmasi gerekiyor.
Gamze Ç. - 26.07.2017
Üniversitelerde çoğu zaman kadro olmadığı için uzun süre araştırma görevlisi olarak çalışılabiliyor. Bu arada doktora bitmiş olup, yayın da yapılabiliyor. Doçentlik bir ünvan, kadro olması gerekmiyor. Kişi gerekli yayınları yapmış ve şartları yerine getirmişse doçentlik sınavına girebilir. Doçentlik sınavını geçerse ünvanı doçent olur. Ancak doçent kadrosunda çalışabilmesi için okulun doçent kadrosunu açması ve kişinin bu kadroyu kazanması gerekir. Eğer bunlar olmazsa kadrosu araştırma görevlisi olup, ünvanı doçent olur. Doçent araştırma görevlisi böyle bir şey.