gayet de okuma anlamaya yönelik bir sınavdı YDS. Öyle bir anlatmışsınız ki sanki metinde olmayan bilgileri ilham yoluyla çağırmamız gerekiyormuş gibi. Oku- Anla o kadar. Bizim mantığımızla hemen hilesini, kısa yolunu bulayım diye YDS çalışanların durumu ortada. Elbette istisnalar vardır ama genel durum bu maalesef. Diyor ki akademisyen isen şayet bari okuduğunu anla, bir bak neler oluyor dünyada, adamlar ne yazıyor...
YDS'den daha fazla puan aldıkça sonra makale incelemelerimin de o oranda hızlandığına ve daha isabetli olduğuna yemin edebilirim. İngilizceyi çevirmeden anlamaya başladım. YDS İngilizcenin geri kalan üç skill ini ölçmüyordu o kadar. TOEFL metinlerini görmemiş olanlar için atıp tutmak kolay tabi. not only but also kalıbını ezberleyerek bilim yapılabileceğini iddia ediyor YÖKDİL. Artık kalıp ezberleyerek yazarsınız makalelerinizi.
çok değil bundan 10 yıl öncesine ÜDS sınavı ile İngilizceyi geçmiş akademisyenlerin İngilizce seviyelerine bakın. Ellerine bir makale tutuşturun ve ne kadar anlayabildiğine bakın. Çünkü ÜDS de kalıplar/ezber üzerinden yürüyen bir sınavdı. Ama YDS yi geçmiş biri takır takır çevirir size, en azından okuduğunu anlar. Öğrencisine/asistanına al bu makaleyi çevir bana diye emirler yağdırmaz. Çünkü reading kısmının hakkını vererek çalışmıştır.
Neyse maksat burada YDS yi yağlayıp ballamak değil aradaki uçurumu ve haksızlığı göstermek. Yoksa keşke İngilizce sınav yapma işini bıraksak. Dünyada ne kaliteli sınavlar yapılıyor.
şimdi İngilizce ile mi akademisyen olunuyor bla bla cılar gelir. Evet kardeşim sadece İngilizce ile akademisyen olunmaz ama "İngilizce bilmeden akademisyen olunmaz". En azından okuduğunu anlayamayan akademisyen olmaz. makale vs geçtim bir tane bildiri yahut sunum hazırlamış kişi İngilizce kaynak okumadan yazdıklarının bilimsel kalitesinin/değerinin ve ihtiyaçları karşılama derecesinin farkındadır (global dünyada). Bu arada akademisyenlikten kastım kadro kapmak değil sizin aksinize.