Öncelikle herkese merhabalar. Lütfen yazıyı sonuna kadar okuyunuz. Bu konu başlığını açma nedenim ortada olan büyük haksızlığa bir haykırıştır. Hepimizin bu hayattan beklentileri, hayalleri, ulaşmak istediği noktalar var. Hepimiz varoluş için mücadelemizi sürdürmekteyiz. Bugüne kadar her şeye rağmen yılmadan mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz. Ne yazık ki bu mücadele süreci böyle gelmiş böyle gidecek gibi duruyor. ALESe giriyoruz, YDSye giriyoruz, devamlı sınavlardan sınavlara koşuyoruz. Birbirimizi geçmek için bu yarışın içindeyiz. Bizler bu kadar sıkıntıyı çekerken, acaba bu çekilen sıkıntı amacına ulaşıyor mu ? HAYIR ! Bir ay öncesinde İstanbul Ayvansaray Üniversitesi'nin yök kanalıyla yayımlamış olduğu meslek yüksekokulu öğretim görevlisi kadrosuna, radyo-tv programcılığı bölümüne başvuru yaptım. Yayımlanan ilan çok sade bu bölümden mezun olan herkesin başvuracağı bir ilan türüydü. Meğer çok temiz gözüken bu ilan bir o kadar kirliymiş. Ön değerlendirme sonucu, bilim sınavına girmeye hak kazandım. 5+1= 6 kişi olarak girdik. Sınav soruları 1- Sinemada yüksek konsept nedir ? (50 puan) 2- Fransız Yeni Dalgası (25 puan) 3- İtalyan Yeni Gerçekçiliği. (25 puan) İkinci ve üçüncü sorular bu bölümü okuyan herkesin yapabileceği sorulardır. Eleyici soru 1.soru 50 puan değerinde, sinemayla alakası olmayan bir sorudur bu. Sinemayla alakalı bir soru olmadığı için cevaplamak imkansızdır. Ben o soruyu doğru cevapladım. Sinema-Tv dışı bir bilgi olmasına rağmen cevabı, sinemaya uyarlayarak verdim. Sınav sonu çok mutluyum üç soruyuda cevaplamışım. Yüzde yüz hepsi doğru. Sınav sonu diğer arkadaşlar üzgün birinci soruyu yapamadıkları için. Taa ki bir kişi hariç. Sınava girenlerden +1 olarak yazdığım kişi zaten o bölümde ders saat ücretli olarak öğretim görevlisi olarak çalışmaktaymış. Açılan bu ilan onun kadroluya geçmesi için açılmış meğer. Tabii bunu sınav sonuçları açıklandıktan sonra öğreniyorum. Bu arkadaş hem bu bölümde ders saat ücretli öğretim görevlisi olarak çalışıyor hem de okulun kurucularından aynı soyadı taşıyan birinin ya oğlu, ya yeğeni ya dıdısı. Bu arkadaş ön değerlendirmede son sıradaydı. Sınav sonuçları açıklandığında birinci sırada o vardı. Bu insan hakkıyla bile kazanacak olsa ortada koskoca bir şaibe var. Okulun kurucularından birinin dıdısı ve soruları hazırlayan hoca bahçede çay içtiği arkadaşı. Ortada ŞAİBEnin kralı var. Sözüm sana İstanbul Ayvansaray Üniversitesi, bir haksızlık var ortada. Madem bir haksızlık yapacaksın yök kanalıyla yayımladığın ilanı ona göre aç, sen tertemiz görünümde herkesin başvurabileceği bir ilan açıyorsun. Alacağın kişi ön değerlendirmede ilk 10 kişinin dışında kalabilirdi. O arkadaş bu konuda baya şanslı. Madem böyle bir ilan açacaksınız kaba tabirle işin çakallığını öğrenin derim. Mazallah elinize yüzünüze bulaşır. Hee öyle durumda ne olurdu söyleyeyim hemen. Sınava girerdik, sınav sonrası hepimize başarısız,düşük puanları verirlerdi ve elenirdik. İnsanların hayalleriyle oynuyorsunuz, insanların emeklerini hiçe sayıyorsunuz. O sınava giren diğer arkadaşlar Anadolu'nun çeşitli yerlerinden buralara geliyorlar. 1000 TLye yakın masrafları oluyor bu arkadaşların. konaklama,ulaşım, yeme-içme. Yazıktır, günahtır. Nerede kaldı insani duygular. Biraz elinizi vicdanınıza koyun düşünün Allah aşkına! Bu yazdıklarım 1 ay önceki süreçti. İstanbul Ayvansaray Üniversitesi gene meslek yüksekokulu radyo-tv programcılığı bölümüne yaklaşık 2 hafta önce ilan açtı. Açılan ilan gene tertemiz görünümlü ve bu bölümden mezun olan herkesin başvurabileceği kriterlerde. Ama bu ilanda ne kadar temiz gözükse de sonuna kadar kirli. Bugün ön değerlendirme sonuçları açıklandı. 6 Nisan 2018 saat 14:00 da bilim sınavı yapacaklar. Ön değerlendirme sonuçlarında yer alan kişilerden biri bu bölümde gene ders saat ücretli olarak öğretim görevlisi olarak çalışmakta. Ne yazık ki sonuç bellidir. ŞAİBE gene devrede. Sınava girecek olan arkadaşlar umarım bu yazıyı okursunuz ya da bir şekilde size ulaşır. Lütfen paylaşalım, LÜTUFta bulunuyorum eminim insanlık daha ölmemiştir.