Yani öğrencilikten atılacaklar ancak danıştay kararına uymak için bir süre daha araştırma görevlisi kadrosu devam edecek şeklinde anlaşılıyor.
Yök bu kararıyla lisansüstünde azami öğrenim sürelerini dolduran 50/d ve ÖYPlilerin halihazırda olduğu gibi öğrenciliklerinin devam edeceğini ancak ilişiklerinin kesileceğini söylüyor. Yani İDDK kararı sonrası herhangi bir değişiklik olmayacağı görüşünde. Bu konuya biraz açıklık getirmeye çalışayım.
İlgili dava YÖK'ün 29.07.2015 tarihli, geçici 67. madde hükmünün ÖYPli,50/dli ve 35li ar.görevlilerinin azami öğrenim sürelerinde uygulanmaması kararına karşı ekim 2015'te açıldı. O tarihlerde ÖYP usul ve esaslarda geçtiği üzere azami öğrenim süresini dolduran ÖYPli ar.görevlilerinin kadrolarıyla ilişikleri kesileceği gibi öğrencilikle de ilişikleri kesiliyordu. Bu düzenlemeye karşı açılmış farklı bir davada yine İDDK'ın ocak 2016'da yürütme durdurma kararı verdiğini öğrendik. Bunun üzerine YÖK kısa zaman sonra Öyp usul esaslarda değişikliğe gitti ve dönemin lisanüstü eğitim yönetmeliği'ne göre (ÜAK'nın yönetmeliği) azami öğrenim süresi sonunda öğrencilikten atılma olmadığı için, kadroyla ilişiği kesilmiş ÖYPlilerin öğrenciliklerinin devam edebileceğini söyledi. Bu doğrultuda ekim 2015'te açılmış dava, YÖK nezdinde anlamını yitirmiş oldu. Çünkü YÖK azami öğrenim süresinden farklı azami kadroda bulunma süresi gibi bir süre tanımladığından, Geçici 67. maddenin verdiği hakkın, ÖYPli ve 50dlilerin öğrencilik haklarıyla sınırlı olacağını,azami süreyi doldurduklarında ilişiklerinin zaten kesileceğini İDDK kararı çıksın çıkmasın tasavvur etmiş durumdaydı. Hiçbir şeyi değiştirmeyen 10.10.2017 tarihli kararın çıkmasında etkili olan uzman yardımcısıyla görüştüğümde de iddiası bu yönde oldu. Mahkeme kararında açık bir şekilde azami eğitim süresinden bahsettiğini, azami kadroda bulunma süresinden bahsetmediğini söyledi. Evet bahsedemez,çünkü yüksek öğrenim mevzuatında böyle bir süre tanımlaması yok. 2547'nin 35. maddesinde de ÖYP usul esaslarda da geçtiği üzere eğitim sürelerinden bahsedilmektedir.
Şimdi yapılması gereken ise yine bu karara karşı dava açmak
Ayrıca şunu da söyleyim, YÖK bu gibi kelime oyunlarıyla mahkeme kararlarını kendince yorumlayarak ÖYPlilere karşı yıldırma politikası izlemektedir.