Doçentliğe Başvurunun Önündeki Engel

Arkadaşlar forumdaki arkadaşlarının çoğunun araştırma görevlisi olduğunu tahmin ederek, geleceğe dönük yaşayacağımız sıkıntıların giderilmesi için şimdiden adım atılması kanaatindeyim. (ne de olsa aksaklıklar bir anda çözülmüyor). Gelecekte yaşacağımız sıkıntılardan ilki Doçentlik başvurusunun önündeki engeldir. Bunlardan ilki;

Doçentliğe ilişkin başvurunun yapılabilmesi için Doçentlik Sınav Yönetmeliğinin 4. maddesinin 2/c hükmü gereği “Doktora, tıpta uzmanlık veya sanatta yeterlik unvanı iktisap edildikten sonra, doçentlik basvurusunda bulunulacak olan anabilim dalında özgün bilimsel yayın ve çalısmaların yapılmıs olması.” ben bu hükümden doktora öncesi yapılan yayınların kabul edilmemesi gibi bir durumun oluştuğunu yorumlamasamda, çevremdeki herkes bu hükmün doktoradan sonra yapılmış bilimsel yayınları kabul edeceğini, doktora öncesi yapılan çalışmalar/yayınların vs. kabul edilmeyeceğini belirtiyor.

Öncelikle bu hükmü sizlerin nasıl yorumladığı da önemli. Eğer burada aynı yorumu yapabiliyorsak, belki yazımdan kaynaklı bir yorumlama hatası oluşuyor olabilir. (bu hüküm 35. madde ile görevlendirilenlerin yolluğu gelen üniversiteninmi yoksa gittiği üniversiteninmi ödeyeceğine ilişkin kararındaki karmaşaya benziyor) Tabiki aslolan yürürlükte nasıl kabul edildiği. Eğerki bizler açısından olumsuz olduğunu varsayarsak, bu durumun bilimsel açıdan oluşturacağı sıkıntıları dile getirmeliyiz. bununla ilgili oluşabilecek ihtimal dahilindeki olumsuzluklar şu şekilde belirtilebilir (Sizlerde bu konuyla ilgili fikirlerinizi söylerseniz daha makul isteklerimizi yetkililere ulaştırabiliriz);

1-Akademisyenliğin en verimli dönemi diyebileceğimiz (kişiye göre değişsede genel itibariyle böyle olduğunu varsayabiliriz) araştırma görevliliğindeki lisansüstü eğitimimiz süresince yapabileceğimiz çalışmalar için sınırlayıcı bir hüküm konumundadır. Aslolan çalışma yapılmasının teşvik edilmesi iken bu hüküme göre çalışma yapılmaması teşvik edilmemektedir. (sınırlı kaynağa sahip araştırma görevlileri gelecek yıllarda kendilerine fayda sağlamayacak yayınları/çalışmaları yapmak istemeyecektir).
2-Gelişim düzeyindeki araştırma görevlileri bu engel sebebiyle, akademik gelişimlerini yeterince tamamlayamamaktadır. Dolayısıyla doktor ünvanına sahip bir akademisyen uluslararası dergilerde (sci, ssci vs.) nasıl araştırma yapılacağını kavrayamadan bu unvana sahip olmaktadır. Daha sonraki yıllarda da aldığı aşırı idari/ders vs. gibi yüklerle çalışma yaparak kendi geliştirme fırsatı bulamamaktadır.
3-Üretme arzusu olmayan bir akademisyenin okuyup kendini geliştirmesi de oldukça zordur. Dolayısıyla geleceğimizin teminatı olan gençlerimiz güncel bilgilerden ve yaklaşımlardan daima mahrum bırakılmış olucaktır.

İkincisi ise;

Doktora tezinden çıkartılacak çalışmanın/yayının doçentlik başvurusunda değeri olmayışıdır. Bir bilim insanın 4 sene emek vererek ürettiği bilimsel bir çalışma nasıl doçentlik için kullanılamaz akıl sır ermiyor. Bu durum ise
1-akademisyenlerin doktora tezini "yapmış olmak için yapmak" felsefesini benimsemesine sebep olmaktadır. Dolayısıyla doktora gerçekten bilime katkı sağlamak için uğraşılan bir süreç değil geçilmesi gereken bir süreç gibi görülmektedir. Bu nedenle doktora tezlerinin kalitesi düşmektedir.
2- Yurtdışındaki akademisyenler doktora alanında yaptıkları çalışmaları üzerinde uzmanlıklarını devam ettirebilirken, ülkemizde bu durumun tam tersi söz konusudur. Bu hükme göre doktora'dan yaptığın yayının kabul olmaması demek, bu alanla ilgili fazla araştırma yapma demektir.

Bu hükmün oluşturmuş olduğu ya da oluşturduğunu düşündüğüm sıkıntılar bu kadar arkadaşlar. Sizlerinde değerli görüşlerini alırsak bu hükmün düzeltilmesi noktasında adım atabiliriz. merak eden arkadaşlar doçentlik başvurusu koşullarına Doçentlik Sınavı Alanları ve Başvuru Koşulları | T.C. Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı adresinden ulaşabilirler.
 

denizzznehir

Öğrenci
Hocam bu yökün yeni yasa taslağında değilmiydi? Geçerli mi oldu? linki tıkladığımda gördüm galiba geçerli, söylediklerinizde sonuna kadar haklısınız resmen yükseklisans ve doktorada uğruna sabahladığımız çalışmaların hiç bir önemi yok, kusura bakmasınlar da o zaman artık ben şu gözle bakarım ne kendimi kasacağım yayın yapıcam diye zaten hiç bir önemi olmayacakki...bu şekilde de bilim milim olmaz insanların önünü açacaklarına iyice kapatıyorlar
 
siz nasıl yorumladınız

ben doçentliğe başvuru yapabilmek için öncelikle doktora unvanı kazanılması gerektiğini, yapılan çalışmaların da istenilen minimum doçentlik başvuru kriterlerine ulaşmasıyla (doktoradan önce olsun ya da olmasın) doçentliğe başvuru yapılabileceği şeklinde yorumladım. tabiki burada süreye ilişkin herhangi bir kıstas yok.
Sanki doktora unvanınızı alın, istenilen kriterleri de yerine getirdiyseniz doçentliğe başvurun gibi yorumluyorum. Yani doktora unvanını almak önşartmış gibi vurgulanıyor. illaki doktoradan sonra şu kadar yayına ulaşmış olmak şartını algılamıyorum.
Sizce? bu şekilde de yorumlanmak mümkün müdür?
 

merzer

Doçent
ben ilk okuduğumda dr olduktan sonra ilgili anabilimdalında özgün çalışma yapmak olarak algıladım . Makul olanda bu gibi geliyor şahsen.
 

aDNA

Profesör
Evet doçentlik için maalesef Dr. sonrası yapılan çalışmalar Doçentlik kriterlerinde yer alıyor. Bunu 2-3 çalışanda daha gördüm. Dr öncesi yayınları ve çalışmaları kabul görmediği için Doç. olamadılar.
 
ben ilk okuduğumda dr olduktan sonra ilgili anabilimdalında özgün çalışma yapmak olarak algıladım . Makul olanda bu gibi geliyor şahsen.

Anlıyorum. Neden size bu daha makul geliyor? Yanlış anlaşılma olmasın hesap sorar gibi sormuyorum :).. sadece düşüncenizi merak ediyorum. belki benim göz ardı ettiğim bir durum olabilir.

- - - Güncellendi - - -

Evet doçentlik için maalesef Dr. sonrası yapılan çalışmalar Doçentlik kriterlerinde yer alıyor. Bunu 2-3 çalışanda daha gördüm. Dr öncesi yayınları ve çalışmaları kabul görmediği için Doç. olamadılar.

Gerçekten çok enteresan bir durum. Bir insanın yapmış olduğu başarılar (çalışmaları yayınları, projeleri vs.) doktora unvanı öncesi bile olsa nasıl göz ardı edilebilir? Doktora sonrası istenmesinin amacı nedir ki? Bir kişi doktorasını tamamladıktan sonra yapacağı yayını doktora öncesinde yaparsa kendi lehine değil aleyhine bir durum oluyor. Neden aleyhinde olduğunu kısaca belirteyimki zihinlerimizde soru işareti kalmasın. Aldığımız 2300 liralık maaşla ev geçindirip, aynı zamanda yayın yapmak her babayiğidin harcı değil, eğer bunun meyvesini gelecekte yiyemeyecekse bir akademisyen bu kişinin aleyhine bir durum oluşturuyor. Aslında bakıldığında gerçekten üzücü ve komik bir durum. Doktorasını tamamlamamış ancak aklına gelen fikirleri doçent veya profeslükte puan kazanamayacağı için kullanmayan bir bilim insanın önünde bir çok olumsuzluk oluşacaktır (örneğin, aklına gelen yaklaşımların, modellerin, konunun eskimesi, kişide oluşabilecek isteksizlik vs. vs.) (tabi burada şunu belirtmekte fayda var "bu zihniyete sahip bireylerden bilim insanı olur mu?" sorusu muhakkak bazı arkadaşlarım tarafından sorulacaktır ancak sistem ve çevre koşulları insanları yönlendirir. Kaldı ki ülkemizde akademisyenlerin aldığı maaş bellidir. Bu maaşla (özellikle araştırma görevlilerinin) akademik çalışma gayreti içinde olan insanların ödüllendirilip teşvik edilmesi, önlerine saçma engeller konulmaması gerekir. İnsanın erken yaşta başarılı olması takdir edilmesi gerekirken engel konması çok saçma bir uygulamadır. Aynı şekilde profesör olmak istendiğinde de doçentlik sonrası belli bir çalışma zorunluluğu vardır.

Vahdet hocam biliyorum bu aralar akademikzam münasebetiyle oldukça yoğun günler, haftalar belki de aylar geçirdiniz, geçiriyorsunuz ve geçireceksiniz. Ancak müsait olduğunuz bir zaman bu konuyu da gündeminize almanız gelecekteki biz akademisyenler için faydalı olacaktır kanaatindeyim.

Bu uygulamanın mantıklı olduğunu düşünen arkadaşlar da nedenleriyle birlikte fikirlerini paylaşırlarsa bizlerde eksiğimi tamamlamış oluruz.
 

merzer

Doçent
Estağfurullah yanlış anlamadım elbette tartışarak birbirimizin fikrlerinden haberdar olabıleceğz sadece.
Dr öncesi çalışmalat Gözardı edilmiyor ki o çalışmalarla insanlar yard. doç. olmuyorlar mı ?
Yard. Doç iken yapılan çalışmaların Dr. öncesinden daha nitelikli OLMASI GEREKTİĞİNDEN(olduğundan demedim bakın) yola çıkarak böyle bir kuralda abes bir durum görmüyorum şahsen ben.

Kişi DR olduktan sonra yani o vasıfta iken yaptığı belli çalışmalar onu doçent yapsın deniyor uygulama da nesi abes?
 
Estağfurullah yanlış anlamadım elbette tartışarak birbirimizin fikrlerinden haberdar olabıleceğz sadece.
Dr öncesi çalışmalat Gözardı edilmiyor ki o çalışmalarla insanlar yard. doç. olmuyorlar mı ?
Yard. Doç iken yapılan çalışmaların Dr. öncesinden daha nitelikli OLMASI GEREKTİĞİNDEN(olduğundan demedim bakın) yola çıkarak böyle bir kuralda abes bir durum görmüyorum şahsen ben.

Kişi DR olduktan sonra yani o vasıfta iken yaptığı belli çalışmalar onu doçent yapsın deniyor uygulama da nesi abes?

Ben kişinin Dr ünvanını aldıktan sonraki çalışmaları Doçentlik'te ve Profesörlük'te kullanmasında bir mahsur görmüyorum sadece öncesindekilerin kullanılmamasını bir sorun olarak görüyorum. Bir kişi Dr unvanına sahip olmadan önce dünyada kabul gören dergilerde yayın yapmış ise, bu kişinin yaptığı çalışma için yetersiz diyebilir miyiz? Tabiki eleştirebiliriz, belki de yetersiz bulabiliriz, ancak bunun bir kriteri olmalı. Boşuna SCI, SSCI vs. dergilerini kriter almıyorlardır sanırım. Adamlar alınan atıfa göre etki faktörü belirlemeye çalışıyorlar. Bunları göz önüne aldığımızda kişinin doktor olup olmamasının bir önemi var mı sizce? Sizin söyleminize göre doktora unvanını almadan önce yapılan tüm çalışmalar niteliği düşük çalışmalar sınıfında (burada büyük bir parantez açmayı uygun buluyorum çünkü bu tartışılması gereken ciddi bir mevzu. ilk olarak kim olursa olsun bireyler yaptıkları çalışmaları bir öncekine göre geliştirerek yazmalıdır, tabi burada gelişimden kastımız nedir? bunu açıkça ifade etmeliyiz. yazma kabiliyetimi, konu farkındalığımı, konunun gerçekten bilime katkısımı, yazmak için yazmaktan gerçekten bilim yapma aşamasına geçmek mi? bunlar tartışılması gereken konular bu küçük ayrıntı büyüyerek gidebilir o yüzden fazla ayrıntıya girmeden yazıma devam etmek istiyorum)ancak biraz öncede belirttiğim gibi kişi uluslararası arenada kendini kabul ettirmiş dergilerde (dr öncesi) çalışma yapabiliyorsa bunu göz ardı etmek ne kadar makul?
yani kazanılan bir unvanla sihirli değnek değmeyecek bu kişiye. bu kişi gecesini gündüzüne katıp gerçekten birşeyler üretmenin çabasındaysa bu kişi o dönemlerde yaptığı çalışmanın karşılığını daima almalıdır kanısındayım.
Dr. sonrası yapılan çalışmaların tabiki doktora öncesi yapılandan iyi olması beklenir ama bu "iyi" oldukça net bir şekilde tanımlanmalıdır. Ayrıca Dr öncesi yapılanın kötü ya da doktora sonrası yapılandan daha niteliksiz olduğunu neye göre belirleyeceğiz? bunun bir kıstası olabilir mi?
Malesef yökün en büyük sorunlarından biri çağdaş akademisyenleri geçmişin akademisyenleri ile kıyaslamasıdır. Malesef hocalarımız belli kadrolara, unvanlara yerleşebilme gayesi içinde fakülte vs. dergilerinde yayın yaparak çabuk unvan sahip olma çabasında olmuşlardır. doktora sonrası şartının konmasının sebebi de bununla ilişkilendirilebilir. o dönemde yapılan çalışmaların çoğunun vasıfsız olduğu imajı yaratılmasından dolayı, hala öyle bir algı bulunmaktadır. Günümüz akademisyenlerinin bu algıyı kıracak şekilde çalıştığını düşünüyorum. O nedenle bu hükmün bizler için onur kırıcı bir madde olduğunu düşünüyorum.

bu maddenin devam etmesi demek hocam, yrd. doç. olabilmek için 3-4 makalenin yeterli olması yani daha fazlasının yapılmamasını teşvik eder. Ben bu kanaatteyim. Ben (Allah'ın izniyle) böyle bir akademisyen olmayacağım ancak çevremdeki insanların bu maddenin arkasına sığınarak çalışma yapmıyor olması, ülkem için üzülmeme neden oluyor.
 
A

Akademik Forum

Guest
başlık

Zaten (farkında olarak veya olmayarak) doktora sonrası çalışma yapılmış olmalı diyor madde, yani öncesindekiler kabul edilmez demiyor, örneğin diyebilirki yarısı doktora öncesi yarısı doktora sonrası toplam 6 yayın.... yani Doktora sonrası yayın yapmış kriterini de sağlıyorsunuz böylece... doktora öncesi izafiyeti de bulabilirsin...
 

Sadakat

Öğrenci
Bu şekilde yaparak su-i ihtimale yol açtıklarının farkında değiller. Son zamanlarda doktora sırasında yapılan çalışmaların kenarda bekletildiği ve dr. bitiminden sonra dergilerde yayınlatılmaya çalışıldığına çok sık şahit oldum.

Doçentlik için başvuru yapan bir hoca vardı. Hocanın dr. sırasında yaptığı bir tane yayın yok ama doktora sonrası bütün yayınları çıkarmış peşpeşe... Yani doktora bitene kadar beklemiş (saklamış). Normalinde bu çok etik bir durum değil. Ancak doktora sırasında var gücü ile çalışıp yayınlar yapan diğer bir söylemle doktora sırasında yaptığı çalışmasını kenarda bekletmeyen enayi ve keriz durumuna düştü... Çünkü doktora sırasında yaptığı yayınlar çöplükten ibaret ve doçentlik şartlarını sağlamak için sıfırdan başlaması gerekli. Şimdi mevcut çalışmayı bekleten hoca mı suçlu yoksa onu buna iten sistem mi?
 
Son düzenleme:
A

Akademik Forum

Guest
Hocam docentlikte doktora oncesi yayinlar sayilmiyormu yardocluk icin demi sayilmiyor kafam cok karisti su an bu yasa uygulaniyormu birde doktora ve yukseklisans tezinden cikan makale ler yardoclukta ve docentlikte sayiliyormu tesekkuler
 

ogulhero06

Öğrenci
Değerli hocalarım, doktora sürecinde kabul alan fakat derginin doktora ünvanı alındıktan sonraki bir sayısında basılan sayfa doi ve cilt numarası alan bir makale dr öncesimidir sonrasımıdır. hiç bir yerde bulamadım. bilen varsa yardımcı olabilirmi.
 

ran

Doçent
Değerli hocalarım, doktora sürecinde kabul alan fakat derginin doktora ünvanı alındıktan sonraki bir sayısında basılan sayfa doi ve cilt numarası alan bir makale dr öncesimidir sonrasımıdır. hiç bir yerde bulamadım. bilen varsa yardımcı olabilirmi.

Merhaba,

Doktor unvanı alındıktan sonra yayınlanan/basılan bütün yayınlar (lisansüstü tezlerden üretilenler hariç) doktora sonrası yayın olarak geçmektedir.

Kaynak: Başta mevzuata bakarak yorum yaptım. Sonrasında emin olmak için bir hocadan bilgi aldım, aynı şeyi söyledi.

Bu arada, şu kaynaktaki 6. ve 14. sorular da nispeten bunu doğruluyor. Doktora sonrası gelen atıf sayılıyorsa, yayın da sayılır.
 

ozer54

Öğrenci
MERHABA bence burada esas kriter uluslararası makaleler olmalıdır. doktora öncesi yayınlar dikkate alınmalıdır. çünkü akademik hayat bir bütündür. doktora öncesi yayınlar hesaba katılmazsa akademik değerlendirmeden uzaklaşmış sayılır. farz edelim akademisyen kanser konusunda yüksek lisans yaparken yaptığı yayınlar doktorada ve sonrasındaki yayınlara zemin hazırlamıştır.
 

ogulhero06

Öğrenci
Merhaba,

Doktor unvanı alındıktan sonra yayınlanan/basılan bütün yayınlar (lisansüstü tezlerden üretilenler hariç) doktora sonrası yayın olarak geçmektedir.

Kaynak: Başta mevzuata bakarak yorum yaptım. Sonrasında emin olmak için bir hocadan bilgi aldım, aynı şeyi söyledi.

Bu arada, şu kaynaktaki 6. ve 14. sorular da nispeten bunu doğruluyor. Doktora sonrası gelen atıf sayılıyorsa, yayın da sayılır.

hocam öğrenmek istediğim yayının kabul edilip edilmemesi değil, doktora sürecinde kabul alan bir yayının basımı doktora sonrasında ise, doçentlik başvurusunda bu yayın dr öncesi puanlama için mi, dr sonrası puanlama için mi kullanılacak? örneğin 2017de bir yayın kabul aldı. 2018de dr bitti 2019da yayın basıldı. yani doi, cilt sayfa numarası aldı. bu yayın dr öncesimidir sonrası mı?
 

ozer54

Öğrenci
eğer makaleniz doktora teiznizin içinden üretildiyse doktora sonrası yayın olarak değerlendirilmez diye düşünüyorum. ancak doktora tezinizinden bağımsız olarak hazırlanmışsa makaleniz doktora sonrası yayına dahil edilir.
 
Akademik hayat bir bütün olmakla beraber, her aşamada yapılan yayınlar ayrı değerlendirilir. Doktora öncesi yapılan çalışma ve araştırmalar sonrası ıçin zemin hazırlar ancak doktora sonrası yapılan yayınlar doçentlik için sayılır. Aynı şekilde profesörlük için de doçentlik sonrası yayınlar esas alınır. Problem şimdiki yayın usullerinde. Bazıları kabul tarihini esas alıyor ama doçentlik başvurusunda basılmış veya elektronik ortamda yayınlanmış cilt ve sayfa numarası almış olan eserler kabul edildiğine göre yayın tarihi doktoradan sonra ise doktora sonrası çalışmadır.

- - - Güncellendi - - -

Bu arada tezden üretilmiş eserler de doktora sonrası yayınlanmış ise doktora sonrası olarak kabul edilir ve sosyal bilimlerde tezden üretilmiş eserler kategorisinde puan alır ve puan alınması zorunlu bir alandır.

- - - Güncellendi - - -

Eserinizi doktora sonrası yayınlar kategorisine koyun. Basım ve yayını doktora tarihinizden sonra olduğu için böyle olması gerek.
 

ran

Doçent
hocam öğrenmek istediğim yayının kabul edilip edilmemesi değil, doktora sürecinde kabul alan bir yayının basımı doktora sonrasında ise, doçentlik başvurusunda bu yayın dr öncesi puanlama için mi, dr sonrası puanlama için mi kullanılacak? örneğin 2017de bir yayın kabul aldı. 2018de dr bitti 2019da yayın basıldı. yani doi, cilt sayfa numarası aldı. bu yayın dr öncesimidir sonrası mı?

Hocam, kabul edilip edilmeme ile ilgili bir şey söylemedim. Yazdığım aslında gayet açık:

Doktor unvanı alındıktan sonra yayınlanan/basılan bütün yayınlar (lisansüstü tezlerden üretilenler hariç) doktora sonrası yayın olarak geçmektedir.

Doktor unvanı aldıktan sonra yayınlandıysa doktora sonrası olarak geçer. Bu arada, ÜAK sayfasında bugün itibariyle SSS yayınlanmıştır.
 
Üst