Yayın Olmadan Yar. Doçent'lik ?

lagrima

Öğrenci
S.aleyküm,
Hiç yayını olmayan doktorasını bitirmiş bir kişiyi
üniversitenin belirli makale (puan) koşulları olsa bile
ister ise yardımcı doçent kadrosuna alma imkanı var mıdır ?
 
C

ch.accepted

Guest
S.aleyküm,
Hiç yayını olmayan doktorasını bitirmiş bir kişiyi
üniversitenin belirli makale (puan) koşulları olsa bile
ister ise yardımcı doçent kadrosuna alma imkanı var mıdır ?

Aleykümselam

Tek bir yayın yapmadan yardımcı doçent olmuşsa bir insan yani yaptığı iki tezden en azından BİR tane SCI /SSCI listesindeki dergilerde yayın çıkaramamışsa o kişi yardımcı doçentliğe değil öğretmenliğe atanmış olur bence. Çünkü kusura bakmayın da söz konusu kişi daha araştırma yapmak dergi yazı göndermek ne demek bilmiyordur demektir. Ki zaten böylelerinin %99 u da doçentlik sınavını geçemez ömrü boyunca yardımcı doçent olarak kalır.

Yayın her şey demektir akademide, yayının varsa değer görürsün, yayının varsa yükselmen kolay olur, yayının varsa ilerde prof olunca dergilerde editör olursun. Yayının yoksa bir hiçsin akademide bu iş böyle.

Akademisyenlikle öğretmenlik arasındaki o ince çizgi yayındır işte. Öğretmen derse girer, akademisyense araştırır ve yayın yapar. Yanlış anlamayın lütfen bu yazdıklarm size ithafen değil, konu yayın olunca ben de bu konudaki görüşlerimi belirtmek istedim.

Yeri gelmişken bana lisanstayken bir prof hocamın önerisini yazayım buraya. Kendisi dedi ki "benim zaten 40-50 tane SCI makalem var 1 tane daha fazla yazsam ne olur yazmasam ne olur. Benim için hiç fark etmez ama senin için fark eder çünkü senin hiç yayının yok. O yüzden sen beni sıkıştıracaksın, her gün mail atacaksın hocam şu ilerlemeleri de yaptım, hocam bunu da tamamladım artık yayına gönderelim, hocam şu kısmı kaldı onu da düzeltin de artık yayına gönderelim" diye. Düşündüğümde de adam söylediklerinde gayet haklı. Dediği gibi ona sürekli baskı kurdum ve sonuç benim yararıma oldu.


Yüksek lisans + doktora süresi olan 6 yıl boyunca bir akademisyenin hedefi en az

-SCI ya da SSCI kapsamındaki dergilerde 3 tane makale (en az 1 tanesi tek isimli)
-Uluslararası sempozyumlarda 4 tane bildiri (en az 2 tanesi tek isimli)
-Ulusal sempozyumlarda 4 tane bildiri (en az 2 tanesi tek isimli)

yayınlamak olmalıdır.
 

0sman

Öğrenci
Hocam merhabalar, çok güzel ve açıklayıcı bir cevap vermişsiniz, ben de kendime sizin verdiğiniz yayın ve bildiri sayısına göre hedefler koydum.

Buna rağmen (örneğin bildiri için) konu belirleme kısmında biraz sıkıntı yaşıyorum. Benim anabilim dalım konstrüksiyon-imalat olmasına rağmen şu anda bulunduğum üniversitede genellikle ısı-akışkan bilim dalına yönelik çalışan hocalar var. Bu yüzden çalışma konusu belirlemekte sıkıntı yaşıyorum sizin öneriniz olur mu acaba? Bölüm başkanına falan danıştım ama çok faydalı cevap alamadım. Benim aklıma bildiri kitaplarına göz atmak geldi mesela.

Not: Bir vakıf üniversitesinde araş. gör. ve yüksek lisans öğrencisiyim.

Aleykümselam

Tek bir yayın yapmadan yardımcı doçent olmuşsa bir insan yani yaptığı iki tezden en azından BİR tane SCI /SSCI listesindeki dergilerde yayın çıkaramamışsa o kişi yardımcı doçentliğe değil öğretmenliğe atanmış olur bence. Çünkü kusura bakmayın da söz konusu kişi daha araştırma yapmak dergi yazı göndermek ne demek bilmiyordur demektir. Ki zaten böylelerinin %99 u da doçentlik sınavını geçemez ömrü boyunca yardımcı doçent olarak kalır.

Yayın her şey demektir akademide, yayının varsa değer görürsün, yayının varsa yükselmen kolay olur, yayının varsa ilerde prof olunca dergilerde editör olursun. Yayının yoksa bir hiçsin akademide bu iş böyle.

Akademisyenlikle öğretmenlik arasındaki o ince çizgi yayındır işte. Öğretmen derse girer, akademisyense araştırır ve yayın yapar. Yanlış anlamayın lütfen bu yazdıklarm size ithafen değil, konu yayın olunca ben de bu konudaki görüşlerimi belirtmek istedim.

Yeri gelmişken bana lisanstayken bir prof hocamın önerisini yazayım buraya. Kendisi dedi ki "benim zaten 40-50 tane SCI makalem var 1 tane daha fazla yazsam ne olur yazmasam ne olur. Benim için hiç fark etmez ama senin için fark eder çünkü senin hiç yayının yok. O yüzden sen beni sıkıştıracaksın, her gün mail atacaksın hocam şu ilerlemeleri de yaptım, hocam bunu da tamamladım artık yayına gönderelim, hocam şu kısmı kaldı onu da düzeltin de artık yayına gönderelim" diye. Düşündüğümde de adam söylediklerinde gayet haklı. Dediği gibi ona sürekli baskı kurdum ve sonuç benim yararıma oldu.


Yüksek lisans + doktora süresi olan 6 yıl boyunca bir akademisyenin hedefi en az

-SCI ya da SSCI kapsamındaki dergilerde 3 tane makale (en az 1 tanesi tek isimli)
-Uluslararası sempozyumlarda 4 tane bildiri (en az 2 tanesi tek isimli)
-Ulusal sempozyumlarda 4 tane bildiri (en az 2 tanesi tek isimli)

yayınlamak olmalıdır.
 
C

ch.accepted

Guest
Hocam merhabalar, çok güzel ve açıklayıcı bir cevap vermişsiniz, ben de kendime sizin verdiğiniz yayın ve bildiri sayısına göre hedefler koydum.

Buna rağmen (örneğin bildiri için) konu belirleme kısmında biraz sıkıntı yaşıyorum. Benim anabilim dalım konstrüksiyon-imalat olmasına rağmen şu anda bulunduğum üniversitede genellikle ısı-akışkan bilim dalına yönelik çalışan hocalar var. Bu yüzden çalışma konusu belirlemekte sıkıntı yaşıyorum sizin öneriniz olur mu acaba? Bölüm başkanına falan danıştım ama çok faydalı cevap alamadım. Benim aklıma bildiri kitaplarına göz atmak geldi mesela.

Not: Bir vakıf üniversitesinde araş. gör. ve yüksek lisans öğrencisiyim.

Hocam öncelikle olumlu düşünceleriniz için teşekkür ederim :) Eminim bu forumda bu işleri benden çok çok daha iyi bilen birileri vardır onlar zaman ayırıp yazarlarsa hepimiz için bir kazanç olacaktır diye düşünüyorum. Fakat ben burada bu konudaki kendi görüşlerimi belirteyim.

İlk olarak bu işi yapmak için hoca desteği şart hocam. Ben de sizin gibi henüz yüksek lisanstayım ve bizler henüz bu işi kendi başımıza yapacak yetkinlikte değiliz, o yüzden mutlaka en azından yardımcı doçent olan ve bu işleri az çok bilen bir hocayla çalışmak lazım. Doç ya da prof olursa çok daha iyi olur. Ben de sizin gibi mühendislik mezunuyum ve mühendislik için ortaya yayın çıkarmak gerçekten zor.

Konu belirleme kısmı çok okumakla ilgili hocam. Boş kağıdı alıp hangi konuda bildiri yazsam diye günlerce beyin fırtınası yapsam yine de bir sonuç elde edemem :D Science Direct'te çok sık dolaşmak ve haftada en az 3-5 bildiri okumak gerekiyor.

Mesela size 16 Kasım'da uluslararası bir sempozyumda sunduğum ve sonrasında yayınlanan bir bildirimi örnek vereyim. Science Direct'te bir makale gördüm. Dedim ki kendi kendime ya tamam bu yöntem güzel ama bence bunu şu yöntemle yapsa daha iyi sonuç gelmez miydi? Makaleyi çıkardım hocaya götürdüm hocam bunu şu yöntemle yapmak daha iyi olmaz mı dedim. "evet olabilir" dedi. Daha sonra ben oturdum metodu çalıştım ve yeni metotla denedim. Sonucu bulunca metodu hocaya götürdüm. Sonuç hocanın hoşuna gidince submit etmeye karar verdik. Hoca düzenledi eksiklerini giderdi ve submit ettik. Sonuçta da kabul edildi ve yayınlandı.

Dilerseniz akşam size esinlendiğim bildiri ile kendi yayınladığım bildirimi gönderebilirim, aynı konuya çözüm getiriyor ama metotlar farklı sadece. İşte bu şekilde çok okumak gerekiyor, çalışmak yapmak emek harcamak gerekiyor. Yukarıda da dediğim gibi hocalar ununu elemiş eleğini asmış biz gayret etmezsek hoca da bize yardımcı olmaz. Biz emek verip hocaya baskı kurarsak o zaman yayınlarımız artar.
 

0sman

Öğrenci
Hocam özel mesaj attım ama sanırım ulaşmadı, bahsettiğiniz makalelerin başlıklarını paylaşsanız da yeterli olur. Çok teşekkür ederim tekrardan.

Hocam öncelikle olumlu düşünceleriniz için teşekkür ederim :) Eminim bu forumda bu işleri benden çok çok daha iyi bilen birileri vardır onlar zaman ayırıp yazarlarsa hepimiz için bir kazanç olacaktır diye düşünüyorum. Fakat ben burada bu konudaki kendi görüşlerimi belirteyim.

İlk olarak bu işi yapmak için hoca desteği şart hocam. Ben de sizin gibi henüz yüksek lisanstayım ve bizler henüz bu işi kendi başımıza yapacak yetkinlikte değiliz, o yüzden mutlaka en azından yardımcı doçent olan ve bu işleri az çok bilen bir hocayla çalışmak lazım. Doç ya da prof olursa çok daha iyi olur. Ben de sizin gibi mühendislik mezunuyum ve mühendislik için ortaya yayın çıkarmak gerçekten zor.

Konu belirleme kısmı çok okumakla ilgili hocam. Boş kağıdı alıp hangi konuda bildiri yazsam diye günlerce beyin fırtınası yapsam yine de bir sonuç elde edemem :D Science Direct'te çok sık dolaşmak ve haftada en az 3-5 bildiri okumak gerekiyor.

Mesela size 16 Kasım'da uluslararası bir sempozyumda sunduğum ve sonrasında yayınlanan bir bildirimi örnek vereyim. Science Direct'te bir makale gördüm. Dedim ki kendi kendime ya tamam bu yöntem güzel ama bence bunu şu yöntemle yapsa daha iyi sonuç gelmez miydi? Makaleyi çıkardım hocaya götürdüm hocam bunu şu yöntemle yapmak daha iyi olmaz mı dedim. "evet olabilir" dedi. Daha sonra ben oturdum metodu çalıştım ve yeni metotla denedim. Sonucu bulunca metodu hocaya götürdüm. Sonuç hocanın hoşuna gidince submit etmeye karar verdik. Hoca düzenledi eksiklerini giderdi ve submit ettik. Sonuçta da kabul edildi ve yayınlandı.

Dilerseniz akşam size esinlendiğim bildiri ile kendi yayınladığım bildirimi gönderebilirim, aynı konuya çözüm getiriyor ama metotlar farklı sadece. İşte bu şekilde çok okumak gerekiyor, çalışmak yapmak emek harcamak gerekiyor. Yukarıda da dediğim gibi hocalar ununu elemiş eleğini asmış biz gayret etmezsek hoca da bize yardımcı olmaz. Biz emek verip hocaya baskı kurarsak o zaman yayınlarımız artar.
 
C

ch.accepted

Guest
Hocam özel mesaj attım ama sanırım ulaşmadı, bahsettiğiniz makalelerin başlıklarını paylaşsanız da yeterli olur. Çok teşekkür ederim tekrardan.

Sayın hocam,

Mesajınız bana ulaştı fakat takdir edersiniz ki bizlerin tek işi bu sitede bulunmak değil. Özellikle de MÜDEK işlemlerinin tamamlandığı, görevli raporlarının oluşturulduğu bu yılın son günlerinde takdir edersiniz ki yazdığınız bir mesaja 1 gün içinde cevap verememem normal. Bunu hemen mesajın ulaşmadığı şeklinde yorumlamanıza gerek yok yani. Mesajınız ulaşmıştı ve boş bir zamanımda cevaplanmak üzere bir köşede duruyordu.

Size az önce hem kendi yayınımın hem de bana esin kaynağı olan makalenin linkini yolladım. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
 

0sman

Öğrenci
Mesaj ulaşmamış olsaydı bile sizinle ilgili bi serzenişim olmazdı hocam yanlış anlamayın. Çalışmalarınızda kolaylıklar dilerim. : )

Sayın hocam,

Mesajınız bana ulaştı fakat takdir edersiniz ki bizlerin tek işi bu sitede bulunmak değil. Özellikle de MÜDEK işlemlerinin tamamlandığı, görevli raporlarının oluşturulduğu bu yılın son günlerinde takdir edersiniz ki yazdığınız bir mesaja 1 gün içinde cevap verememem normal. Bunu hemen mesajın ulaşmadığı şeklinde yorumlamanıza gerek yok yani. Mesajınız ulaşmıştı ve boş bir zamanımda cevaplanmak üzere bir köşede duruyordu.

Size az önce hem kendi yayınımın hem de bana esin kaynağı olan makalenin linkini yolladım. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
 

brave

Öğrenci
MYO'da kadrolu bir Yardımcı Doçentin, ilk atama değil de, 2. veya 3. yeniden atanmasında, en son yeniden atanmasından sonra hiçbir yayın yapmamışsa (kendisinin veya yakınının hastalık durumu, ilgi kaybı, doçent olmayı düşünmemesi vs.) yeniden ataması herhangi bir sıkıntı olmadan olabilir mi? (Belirtmek isterim ki Doç. dil barajını geçmişim)
 
Son düzenleme:

Nazmi

Akademikpersonel.org
Yönetici
MYO'da kadrolu bir Yardımcı Doçentin, ilk atama değil de, 2. veya 3. yeniden atanmasında, en son yeniden atanmasından sonra hiçbir yayın yapmamışsa (kendisinin veya yakınının hastalık durumu, ilgi kaybı, doçent olmayı düşünmemesi vs.) yeniden ataması herhangi bir sıkıntı olmadan olabilir mi? (Belirtmek isterim ki Doç. dil barajını geçmişim)
Ders verme zorunluluğunu yerine getirdiği sürece (idari görevler de dahil) hiç bir sorun çıkmaz. Yayın konusu ile ilgili bir problem yok zaten YÖK disiplin yönetmeliği de yeni değişti bir çok madde kaldırıldı eskisi gibi kolayca sözleşme fesh edilemeyecek. Bakınız: YÖK Disiplin Yönetmeliğini Değiştirdi - Bianet
 

amar

Araştırma Görevlisi
Sayın hocam,

Mesajınız bana ulaştı fakat takdir edersiniz ki bizlerin tek işi bu sitede bulunmak değil. Özellikle de MÜDEK işlemlerinin tamamlandığı, görevli raporlarının oluşturulduğu bu yılın son günlerinde takdir edersiniz ki yazdığınız bir mesaja 1 gün içinde cevap verememem normal. Bunu hemen mesajın ulaşmadığı şeklinde yorumlamanıza gerek yok yani. Mesajınız ulaşmıştı ve boş bir zamanımda cevaplanmak üzere bir köşede duruyordu.

Size az önce hem kendi yayınımın hem de bana esin kaynağı olan makalenin linkini yolladım. Çalışmalarınızda başarılar dilerim.
hocam ben de merak ettim bana da yollayabilir misiniz acaba?
 
Üst