öyp ve norm kadro

[XOXOX]

herkese merhaba. tamamını okumak istemeyenler için: doktorayı bitirip 5-8 yıl araştırma görevlisi olarak zorunlu hizmetin bitmesini mi bekleyeceğiz?

2013 aralıkta yl tez aşamasındayken öypli ar gör olarak doğuda büyük bir üniversiteye atandım. 2014 başında işe başlama evraklarımı verirken personel db, öypnin ne kadar iyi bir sistem olduğunu övmüştü. 35inci madde dilekçemi yazarken, dün gibi hatırlıyorum, "bize zaten kadro kolay çıkıyor. hele öyplilerin işi daha da kolay. sen doktora tezini vermeden 3 ay önce bana haber ver. buraya döndüğünde kadron hazır olsun" demişti. 33/a'ya yeniden atanırken geri çağrıldım ve yeniden görevlendirme verilmedi. tam 1 yıldır çektiğim psikolojik işkenceyi yeni atlatmaya başlamışken şimdi hocalar norm kadro toplantısından çıktılar. maalesef normx2nin tamamen dolduğunu söylediler. aralıkta doktora tezimi vermeyi planlarken... bunca haksızlığa karşı gerçekten bir şey gelmeyecek mi elimizden? şimdi 2013ten beri vaad edilen hiçbir şey elimizde kalmamışken, bir de programın adı olan "öğretim üyesi yetiştirme"ye tezat olarak yıllarca dr araş gör olarak mı kalacağız? bir değil, iki değil, ne olacak? istifa hakkı yok, senet iadesi yok, zorunlu hizmet düşmek bilmiyor... istediklerinde öğretim üyesi gibi kullanıyorlar, derslere, sınavlara sokuyorlar, ek ücret yok, kütüphane izni yok...

 

[Gamze]

herkese merhaba. tamamını okumak istemeyenler için: doktorayı bitirip 5-8 yıl araştırma görevlisi olarak zorunlu hizmetin bitmesini mi bekleyeceğiz?

2013 aralıkta yl tez aşamasındayken öypli ar gör olarak doğuda büyük bir üniversiteye atandım. 2014 başında işe başlama evraklarımı verirken personel db, öypnin ne kadar iyi bir sistem olduğunu övmüştü. 35inci madde dilekçemi yazarken, dün gibi hatırlıyorum, "bize zaten kadro kolay çıkıyor. hele öyplilerin işi daha da kolay. sen doktora tezini vermeden 3 ay önce bana haber ver. buraya döndüğünde kadron hazır olsun" demişti. 33/a'ya yeniden atanırken geri çağrıldım ve yeniden görevlendirme verilmedi. tam 1 yıldır çektiğim psikolojik işkenceyi yeni atlatmaya başlamışken şimdi hocalar norm kadro toplantısından çıktılar. maalesef normx2nin tamamen dolduğunu söylediler. aralıkta doktora tezimi vermeyi planlarken... bunca haksızlığa karşı gerçekten bir şey gelmeyecek mi elimizden? şimdi 2013ten beri vaad edilen hiçbir şey elimizde kalmamışken, bir de programın adı olan "öğretim üyesi yetiştirme"ye tezat olarak yıllarca dr araş gör olarak mı kalacağız? bir değil, iki değil, ne olacak? istifa hakkı yok, senet iadesi yok, zorunlu hizmet düşmek bilmiyor... istediklerinde öğretim üyesi gibi kullanıyorlar, derslere, sınavlara sokuyorlar, ek ücret yok, kütüphane izni yok...

Hocam yasal olarak size öğretim üyesi kadrosu vermek zorunda değiller maalesef. Üniversitelerin verdiği vaatler sözlü vaatler ve ÖYP'de böyle bir kadro garantisi bulunmuyor.

İlk cümlenizde dediğiniz gibi doktoranız bittikten sonra Araştırma Görevlisi olarak zorunlu hizmetinizi tamamlamanız gerekebilir.

 

[XOXOX]

Hocam yasal olarak size öğretim üyesi kadrosu vermek zorunda değiller maalesef. Üniversitelerin verdiği vaatler sözlü vaatler ve ÖYP'de böyle bir kadro garantisi bulunmuyor.

İlk cümlenizde dediğiniz gibi doktoranız bittikten sonra Araştırma Görevlisi olarak zorunlu hizmetinizi tamamlamanız gerekebilir.

Gamze hocam, öncelikle yıllardır forumu takip ediyorum, katkılarınız için çok teşekkür ederim. Tabii ki maalesef -mantık dışı uygulamalar sonucu- hala mantığımızı koruyabilip bu şekilde beklememiz gerekiyor. Ancak bizleri "öğretim üyesi" olarak kullanamayacaklarsa bu programın hiçbir amacı kalmıyor zaten. Çok dallanıp budaklandı ÖYP biliyorum, öypli olmasam belki de sürekli öyplilerin dertlerini görmekten sıkılırdım. Ancak gerçekten başladığımız programla şu an geldiğimiz yer, yazılı ve yasal olarak vaad edilen şeyler de birer birer elimizden alındığı için, taban tabana zıt. Yakınmaktan başka bir şey de gelmiyor elimizden. En azından bir farkındalık oluşursa, belki bir faydası olur diye umut ediyorum...

 

[tarhana]

Gamze hocam, öncelikle yıllardır forumu takip ediyorum, katkılarınız için çok teşekkür ederim. Tabii ki maalesef -mantık dışı uygulamalar sonucu- hala mantığımızı koruyabilip bu şekilde beklememiz gerekiyor. Ancak bizleri "öğretim üyesi" olarak kullanamayacaklarsa bu programın hiçbir amacı kalmıyor zaten. Çok dallanıp budaklandı ÖYP biliyorum, öypli olmasam belki de sürekli öyplilerin dertlerini görmekten sıkılırdım. Ancak gerçekten başladığımız programla şu an geldiğimiz yer, yazılı ve yasal olarak vaad edilen şeyler de birer birer elimizden alındığı için, taban tabana zıt. Yakınmaktan başka bir şey de gelmiyor elimizden. En azından bir farkındalık oluşursa, belki bir faydası olur diye umut ediyorum...

hocam bir öypli olarak durumumuzu çok iyi özetlemişsiniz. Elinize sağlık

 

[enessom]

Hocam ben de birebir aynı durumdayım sizinle. Sağolsun Dekanım ve bölüm başkanım arkamda ama ellerinden bir şey gelmiyor, Ar. Gör. Dr. olarak derse gir, 1-2 seneye çözülür bu iş diyorlar. Kesinlikle çok sinir bozucu bir durum. Başka üniversitede kadro bulursam muvafakat konusunda yardımcı olacaklarını söylediler ama zorunlu hizmetim varken nasıl başka üniversiteye geçebilirim, bilen ya da denemiş olan var mı acaba? Rektör bu konuda ikna edilebilir gibi duruyor fakat YÖK ne der?

 

[35Madde]

Ben de sizin gibi doktorayı bitirince ne olacak diye düşünüp duruyorum. Öğretim üyesi kadrosu verilmemesi durumunda uzun yıllar araştırma görevlisi doktor olarak devam etmek zorunda kalacağız. Norm kadro nedeniyle kadro verilmeyecekse en azından YÖK tarafından başka bir üniversiteye geçme hakkı verilebilir diye düşünüyorum. Kapanan bölümler için de gene aynı şekilde, geçiş hakkı verilmesi lazım. Öteki türlü kadromuzun olduğu üniversitede uzun yıllar hapis kalmış gibi bir durum ortaya çıkacak.

 

[chilecAsh]

Norm olsa nolacak ki sizin yerinize dışarıdan pat diye adını bile duymadığınız birisi o normu doldurabiliyor. Bunları da görüyoruz. Siz yine şanslısınız norm olsa bi şansınız var.

 

[eskilerden biri]

Norm olsa nasıl bir şans olabilir bilmiyorum. Sonuçta normdan öncede bizim fakültede yıllardır dr.araştırma görevlileri var öypli değil ve mecburi hizmeti yok. Kadro beklemek ÖYPli olsun olmasın tüm dr.araştırma görevlilerinin sorunu. Norm çıktı sorun daha büyüdü.

 

[oyp_zorunlu]

Hocam buraya yazın ama cimer'e de yazın. Aynı durum bende de var. Hem zorunlu hizmetin var deniliyor hem de normdan dolayı kadro dolu. (ki boşalması yıllar alır. sayı normun da çok üstünde) Bu ÖYP'lilere yapılan zulmün son kesiğidir.

 

[enessom]

Cimer'e yazdım. Ne kadar çok başvuru olursa o kadar iyi olur. Kadro beklemek tüm Ar. Gör'lerin sorunu ama senet imzalamış Ar. Gör.'ler için sorun daha ciddi. Herşeyden önce biz başka üniversitede kadro bulsak bile gidemiyoruz, tutsağız. Bunu bölüm başkanları, dekanlar da biliyor ve "nasıl olsa elde, derse de girecek, norm kadroya başka birini alırım" şeklinde düşünebiliyorlar maalesef.
Bir diğer sıkıntı da geçişin ani olması. Bizim fakültede Dekan norm kadro çıkmadan önce başka birimde Dr. Öğr. Üy. olan birine söz veriyor, norm kadro çıkıp da benim ortada kalacağım anlaşılınca söz verdiğini, sözünden dönemeyeceğini belirtip zaten Dr. Öğr. Üy. olan kişiye Dr. Öğr. Üy. kadrosu açıyor. Başka üniversiteden kadro hakkı kazansam bile senet nedeni ile gidemiyorum. Eminim başka bir sürü insan vardır benim gibi hatta daha kötü durumda olan. Bu yasaya mesela "yasa yayınlandıktan sonra 2 sene içinde doktoralarını bitiren zorunlu hizmeti olan ar. gör.'ler norm kadrodan muaftır" gibi bir cümle eklenseydi ÖYP gibi programlar amaçlarına ulaşırdı.

 

[Arafta]

Cimer'e yazdım. Ne kadar çok başvuru olursa o kadar iyi olur. Kadro beklemek tüm Ar. Gör'lerin sorunu ama senet imzalamış Ar. Gör.'ler için sorun daha ciddi. Herşeyden önce biz başka üniversitede kadro bulsak bile gidemiyoruz, tutsağız. Bunu bölüm başkanları, dekanlar da biliyor ve "nasıl olsa elde, derse de girecek, norm kadroya başka birini alırım" şeklinde düşünebiliyorlar maalesef.
Bir diğer sıkıntı da geçişin ani olması. Bizim fakültede Dekan norm kadro çıkmadan önce başka birimde Dr. Öğr. Üy. olan birine söz veriyor, norm kadro çıkıp da benim ortada kalacağım anlaşılınca söz verdiğini, sözünden dönemeyeceğini belirtip zaten Dr. Öğr. Üy. olan kişiye Dr. Öğr. Üy. kadrosu açıyor. Başka üniversiteden kadro hakkı kazansam bile senet nedeni ile gidemiyorum. Eminim başka bir sürü insan vardır benim gibi hatta daha kötü durumda olan. Bu yasaya mesela "yasa yayınlandıktan sonra 2 sene içinde doktoralarını bitiren zorunlu hizmeti olan ar. gör.'ler norm kadrodan muaftır" gibi bir cümle eklenseydi ÖYP gibi programlar amaçlarına ulaşırdı.

Bir dekan dekan nasıl olur da başkasına söz verip alır. Kadro açılır herkes başvurur kim en liyakatli ise o alınır. Kamu kurumları kimsenin özel şirketi değil. Bu milletin parasını kimse istediğine maaş olarak veremez, hak eden kimse o alır. Siz neden başvurmadınız ki

 

[enessom]

Bir dekan dekan nasıl olur da başkasına söz verip alır. Kadro açılır herkes başvurur kim en liyakatli ise o alınır. Kamu kurumları kimsenin özel şirketi değil. Bu milletin parasını kimse istediğine maaş olarak veremez, hak eden kimse o alır. Siz neden başvurmadınız ki

Tabii ki en doğrusu bu ama işler böyle yürümüyor, Türkiye'de akademide açılan kadroların en az %90'ı belli bir kişi için açılıyor. Haklı tarafları olmakla birlikte adaletsiz bir yöntem bu, umarım değiştiği günleri görürüz. Benim başvurmama nedenim ise şu: başvuracak hoca ile benim çalışma alanlarımız farklı ve ilan onun çalışma alanlarına yönelik olarak çıkacak. Diğer taraftan kendisi alanında iyi bir hoca, genel bir çerçeveden baktığımızda kamu kurumu olarak üniversitemizin bir kaybı yok bu nedenle. Benim en ciddi sıkıntım başka üniversiteye geçiş yapamamak. Madem bana 1-2 yıl kadro veremeyeceksiniz, başka yerlere başvurma hakkımı geri verin bari.

 

[Arafta]

Tabii ki en doğrusu bu ama işler böyle yürümüyor, Türkiye'de akademide açılan kadroların en az %90'ı belli bir kişi için açılıyor. Haklı tarafları olmakla birlikte adaletsiz bir yöntem bu, umarım değiştiği günleri görürüz. Benim başvurmama nedenim ise şu: başvuracak hoca ile benim çalışma alanlarımız farklı ve ilan onun çalışma alanlarına yönelik olarak çıkacak. Diğer taraftan kendisi alanında iyi bir hoca, genel bir çerçeveden baktığımızda kamu kurumu olarak üniversitemizin bir kaybı yok bu nedenle. Benim en ciddi sıkıntım başka üniversiteye geçiş yapamamak. Madem bana 1-2 yıl kadro veremeyeceksiniz, başka yerlere başvurma hakkımı geri verin bari.

Umarım işleriniz yoluna girer. Bir de sizin akademik ve bilmsel yönünüz söz verilen kişiden çok daha iyi olsaydı ne olacaktı? Haksız yere verilen sözden dolayı sizin yillariniz mı gidecekti. Bu ilanlara açıklama yazilma işinin yasaklanması gerekiyor bence.

 

[oyp_zorunlu]

Aslında bahsettiğiniz şey için bir kanun maddesi var hocam. Bir araştırmak lazım.

Bu son 50d'den 33a'ya alınmayan arkadaşların, dilekçe ile 33a'ya geçme hakkını tanıyan kararın son kısmını okursanız, 33a'ya geçirilenler ihtiyaç halinde başka okullara görevlendirilir yazıyor. Bu karar çıktığında kimse pek bir şey anlamamıştı ama uzun soluklu gerekçeli bir kararmış anlaşılar. Demek istediğim mecburi hizmeti olan öyp'liler ihtiyaç halinde başka okula görevlendirilmesinin önü açık. Bu karar sadece en son 33a'ya geçirilen kişiler için olmasa gerek. İlgili link aşağıda.

https://www.akademikpersonel.org/anasayfa/50-dli-oyplilere-33-a-mujdesi.html

 

[enessom]

Aslında bahsettiğiniz şey için bir kanun maddesi var hocam. Bir araştırmak lazım.

Bu son 50d'den 33a'ya alınmayan arkadaşların, dilekçe ile 33a'ya geçme hakkını tanıyan kararın son kısmını okursanız, 33a'ya geçirilenler ihtiyaç halinde başka okullara görevlendirilir yazıyor. Bu karar çıktığında kimse pek bir şey anlamamıştı ama uzun soluklu gerekçeli bir kararmış anlaşılar. Demek istediğim mecburi hizmeti olan öyp'liler ihtiyaç halinde başka okula görevlendirilmesinin önü açık. Bu karar sadece en son 33a'ya geçirilen kişiler için olmasa gerek. İlgili link aşağıda.

https://www.akademikpersonel.org/anasayfa/50-dli-oyplilere-33-a-mujdesi.html

Verdiğiniz bilgi çin teşekkür ederim. Bu "ihtiyaç halinde" ibaresi yoruma açık tabii, ne demek istedikleri sahih değil. Bu hafta YÖK'ü arayıp bu konu hakkında bilgi almaya çalışacağım. Aldığım bilgileri buraya da aktarırım.

 

[Ink Bottle]

Verdiğiniz bilgi çin teşekkür ederim. Bu "ihtiyaç halinde" ibaresi yoruma açık tabii, ne demek istedikleri sahih değil. Bu hafta YÖK'ü arayıp bu konu hakkında bilgi almaya çalışacağım. Aldığım bilgileri buraya da aktarırım.

O maddeyi biz kanun geçtikten sonra da epey konuştuk arkadaşlarla ve vardığımız ortak sonuç şu oldu. O madde sıradışı durumlar için kullanılmak üzere konulmuş bir madde, yaygın bir şekilde işletilecek bir madde değil. Örnek olarak kişi doktorasını bitirir, A üniversitesine gider, ama A üniversitesinde bölümü yoktur ve uzun vadede açılması da planlanmıyordur böyle bir durumda zorunlu hizmetini yapması için B üniversitesine görevlendirilebilir.

Bunun gibi ekstrem durumlarda kullanılacağını zannediyorum o maddenin. Öbür türlü işin içinden çıkılamaz, neticede herkes "ihtiyaç olan" başka yer bulabilir ve herkes başka yere geçmek isteyebilir.

Tabii siz yine sorun YÖK'e, aldığınız cevabı paylaşmanızdan memnun olurum.

Ekleme:
Norm kadro olayına gelince, sadece ÖYP'liler değil herkes bekliyor. Şu an bulunduğum bölümde biri 6 yıldır biri 3 yıldır kadro bekleyen iki arkadaşımız var (cari 33/a). Akademi böyle bir şey, ha deyince olmuyor bir şeyler. Herkes nasıl bekliyorsa biz de bekleyeceğiz, bu sırada yayınımızı yaparız, doçentliğe hazırlanırız, dr. öğr. üyesi olduktan sonra birkaç yıl içinde hemen doçentliğe başvururuz, gibi planlar yapılabilir.

Naçizane görüşlerim bu yönde.

 

[eskilerden biri]

Ink Bottle'a katılıyorum. Maalesef doktora bitirdikten sonra hemen her üniversitede bir bekleme süresi oluyor. Ayrıca, arş.gör.dr. kadrosunda daha rahat yayın yaparsınız. Doçentliğe başvurmak için dr. öğretim üyesi olma şartı yok. Maddi anlamda da maaşlar arasında çok büyük bir fark olmadığından göz ardı edilebilir.

 

[35Madde]

Her üniversitede bir bekleme süresi oluyor, bu konuda çok haklısınız fakat burdaki sorun senet zorunluluğu olan bir araştırma görevlisinin uzun yıllar bekletilmesi hatta mecburi hizmeti bitene kadar arş. gör. dr. olarak kalması. Senet zorunluluğu olmayan bir araştırma görevlisi başka bir yerde kadro bulması halinde oraya geçebilir, önünde bir engel yok. ÖYP'li olsun veya olmasın 35.madde ile görevlendirilmiş kişilerde senet zorunluluğundan dolayı bir yere kıpırdayamama durumu ortaya çıkacaktır, bizim kastettiğimiz durum bu. ÖYP'li olan biri istediği üniversiteye geçsin gibi bir talep yok. Maddi anlamda da ek ders ücreti nedeniyle fark oluşabiliyor, ikinci öğretim varsa bu fark daha da artabiliyor. Ayrıca bildiğim kadarıyla araştırma görevlisi doktor iken lisansüstü öğrenci alamıyorsunuz ki bence önemli bir eksiklik.

Bahsedilen kanun maddesi ile de benim bahsettiğim gibi birşey yapılabileceğini ben de pek zannetmiyorum. Bunun için yeni bir düzenleme yapılması lazım.

 

[oyp_zorunlu]

Teşekkür ederim [MENTION=101588]35Madde[/MENTION] hocam yorumunuz için. Benim bu meslekte bir zamanlar çok şaşırdığım ama artık kanıksadığım şey; aşması en zor engel maalesef aynı şartlardaki meslektaşlarımız. Buradaki olmaz, yapılamaz, yasak ..vs yorumlar gördükçe üzülüyorum.

Cari 33a'ların kadro beklemesiyle ÖYP'nin ki aynı değil maalesef. ÖYP'de bir zorunluluk var. Caride kadro bir süre bekler canı sıkılır 5 okul değiştirir. Keyfi yerindeyse eşinin vs. de işi gücü tamsa oturur bekler araş. gör. Diğer tarafta psikolojik baskı da var. Bunu maalesef çeken anlar. İşler yolundaysa, hissedilmez.

Kaldı ki bu norm yönetmeliğin amacı norm fazlası olan hocaların ihtiyaç olan bölgelere geçiş yapmaya teşvik etmek. Yani amaç yer değişikliği. Ayrıca benim okulumdaki bölüm gibi birçok okulda 3 hatta 4-5 norm fazlası hoca var. Emeklilik yaşının 65 olduğu bir dönemde artık kaç on yıl beklerim bilinmez.

İşin bir de araştırma görevlisi dr iken derse sokulma boyutu var. Buna asistan muamelesi görmek de dahil. Kayıp bir boyut. Hem ders hem görev tanımın yok. Sorun şu ki tüm bunlara rağmen "ben istemiyorum gideceğim" diyemiyorsun.

ÖYP bazılarımız için maalesef tam anlamıyla akademik köleliliğin/mahkumluğun karşılığı olmuştur. Biz bu şartlarla imzalamadık o senetleri..

 

[enessom]

O maddeyi biz kanun geçtikten sonra da epey konuştuk arkadaşlarla ve vardığımız ortak sonuç şu oldu. O madde sıradışı durumlar için kullanılmak üzere konulmuş bir madde, yaygın bir şekilde işletilecek bir madde değil. Örnek olarak kişi doktorasını bitirir, A üniversitesine gider, ama A üniversitesinde bölümü yoktur ve uzun vadede açılması da planlanmıyordur böyle bir durumda zorunlu hizmetini yapması için B üniversitesine görevlendirilebilir.

Bunun gibi ekstrem durumlarda kullanılacağını zannediyorum o maddenin. Öbür türlü işin içinden çıkılamaz, neticede herkes "ihtiyaç olan" başka yer bulabilir ve herkes başka yere geçmek isteyebilir.

Tabii siz yine sorun YÖK'e, aldığınız cevabı paylaşmanızdan memnun olurum.

Ekleme:
Norm kadro olayına gelince, sadece ÖYP'liler değil herkes bekliyor. Şu an bulunduğum bölümde biri 6 yıldır biri 3 yıldır kadro bekleyen iki arkadaşımız var (cari 33/a). Akademi böyle bir şey, ha deyince olmuyor bir şeyler. Herkes nasıl bekliyorsa biz de bekleyeceğiz, bu sırada yayınımızı yaparız, doçentliğe hazırlanırız, dr. öğr. üyesi olduktan sonra birkaç yıl içinde hemen doçentliğe başvururuz, gibi planlar yapılabilir.

Naçizane görüşlerim bu yönde.

Yorumunuz için teşekkür ederim. Ama akademi bu değil, bu olmamalı. Herkes bekleyecekse ben de bekleyeceğim, fakat neden beklememiz gerekiyor, neden bunu sorgulamıyoruz? 10 sene boyunca kimse bir üst kadroya atanmayacak diye yasa çıksa sinip bekleyecek miyiz? Neden bekletiliyoruz diye sorunca bana "hepimiz bekliyoruz, sen de bekle, doçentliğe hazırlan" mı diyeceksiniz? Besbelli ki biryerde aksayan birşeyler var, bu nedenle hepimizin hak kaybı var, o zaman hepimiz ses çıkarmalıyız. Ben herkesi CİMER'e yazmaya davet ediyorum.
Diğer taraftan arkadaşların da belirttiği gibi senet imzalamış akademisyenlerin durumları çok daha kötü, senedi ödeyip başka üniversiteye geçen arkadaşlar var mobbinge dayanamayıp. Lütfen yorum yazarken empati yapalım, haksızlıklara da ses çıkarmayı öğrenelim artık, haksızlığa ses çıkarmayan kişi akademisyen olamaz.