Bence her hoca kendi öğrencisini yetiştirmeli. Usta çırak ilişkisi gibi. Ben lisanstayken çok iyi anlaştığım bir hocam vardı çok güzel işler yaptık evine bile gidiyordum. Onun yanında asistan olmayı çok istedim. Fakat üniversite hiç kadro açmadı. Akademisyenler sadece bilim adamı olmakla kalmıyor ayrıca kimi sorumlulukları olan bir memur oluyorlar. Bu grup içerisindeki uyumu önemli kılıyor. Sonra forumlarda okuyoruz mobbingleri, tükenmişlikleri, istifaları. Gerçekçi olalım. Akademiye girince akademisyenlikten daha çok memurluk yapıyorsun. En azından yrd doc olana kadar. Şu ales meseleside türkçe soruları en azından okuduğunu anlama kabiliyetini ölçerken matematik sosyal bilimler için tam bir saçmalık. Şu hızlı düşünme eyleminin mantıklı bir açıklaması var mı akademisyen için. Hani savaşta bir komutan mıyım yada kriz durumlarında gözlerin çevrildiği bir stratejist, danışman. Bilim yapmakla hızlı düşünme arasında bir bağ göremiyorum. Aziz sancarında dediği gibi bilim zeka işi değil gelenek işidir.