Açıkçası benim içim hiç rahat değil. Bu süreçten bir olumsuzluk çıkacak diye düşünüyorum.
"Ya öyle düşünme, ne düşünürsen o olur" diyen tayfadan da bıktım. Ya arkadaş, "hırsızın hiç mi suçu yok?"
Akademiye harcadığım enerji hayatımın hatası oldu. Lisans 3. sınıfta KPSS'ye çalışmaya başlasam durum bambaşka olurdu. 7 yıldır arı gibi çalışıyorum, girmediğim sınav, almadığım puan kalmadı. Hem istedikleri saçma puanları fazlasıyla topladım, hem her hocanın gönlünü hoş ettim, hem de kendimi akademik açıdan olabildiğince geliştirdim. Bunları kendimi övmek için söylemiyorum, yanlış anlayanlar olabilir. Zaten ortada övülecek bir hal de yok. Bitik bir durumdayım. Buraları okuyan yolun başında bir arkadaş var ise (ki zamanında ben de o haldeydim), madalyonun bu yüzünden de haberdar olsun diye yazıyorum. Maalesef şu anda toplumumuzda azim ve çalışma gibi kavramların pek bir karşılığı yok.
Yolunuz açık olsun. Ben onca birincilikler, üzerine yüksek lisans ve "doçentlerinin" çoğunun yanına bile yaklaşamayacağı yabancı dil bilgisiyle, içinde bulunduğumuz düzenin de desteğiyle acımasızca "sömürüleceğimi" bildiğim halde, belki asgari ücretle çalışabilirim diye iş arayacağım. Ha bir de hala aptal gibi, hem fiziksel hem psikolojik açıdan paramparça olacağımı bile bile, ya izin verirlerse hem çalışır hem de doktora yaparım belki diye salakça sırıtıyor, hayal kuruyorum. Ailem ise ellerinde kılıçlarıyla beklemedeler.
İsterlerse bu arada YÖK'ü manava bağlasınlar, en iyi karpuzu seçen de kadroya alınsın. Hatta 1. aday şöyle belirlensin:
%1 GNO, %1 Dil, % 1 ALES, %97 Karpuz Seçimi. En yüksek puanı alan kazanır.
Onca dönem içinde neden bu yıllara denk geldik ya, neden!