Mülakatlar sözlü olacak. Komisyon üyelerinin unvanları başvurduğunuz kadroya, enstitüye ve kuvvete göre farklılık gösterebilir. Pek çok komisyonda sivil akademisyenlerin yanı sıra en az 1 tane askeri öğretim görevlisi ve 2 tane de askeri raportör bulunabilir. Komisyonun karşısına açıklanan ön değerlendirme sonuçlarındaki sıralamadaki puan sıralamasına göre değil de alfabetik isim sıralamasına göre de çağrılabilirsiniz. Bu durumda ön değerlendirme listesinde ön sıralarda olsanız dahi mülakata daha sonra alınmanızı yadırgamayınız, sadece biraz daha fazla beklemeniz gerekebilir. Komisyon karşısında ne yapacağınız tamamen sizin alandaki yetkinliğinize ve kendinizi ifade edebilme kapasitenize bağlıdır. Genel kültürle ilgili sorular alanınızla ilişkili hususlardan gelecektir, saf alan bilginizin dışında ezberden bilgi tekrarlayan bir papağan mısınız yoksa analitik düşünebiliyor musunuz bunu ölçmek isteyeceklerdir. Bu nedenle kendinizi tanıtırken veya soru aralarında ilgilendiğiniz konulardan bahsederken sizi çok iyi dinliyorlar ve buna göre soru soruyorlar. Bilmediğiniz bir soru sorulursa geveleyerek ortalama cevaplardan kaçınınız, direkt olarak bilmiyorum demek daha karlı olacaktır.
Şimdi genel olarak yazılanlar hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Kadrolar için yazılmış yönetmeliklerde her sorunuzun önceden verilmiş cevabı var, bunları okuyunuz.
Oryantasyonunuzu kendiniz sağlamak durumundasınız burada en az YL öğrencisi olarak başvurduğunuz kadrolarda işe girmeniz durumunda bu oryantasyonu sağlayacak hem akademik merakınız hem de admin staff yetkinliğiniz olacağı varsayılıyor, kimse gelip başınızda durup şu yönetmelikleri oku demeyecek herkes konusundaki professyonelliği doğrultusunda işini yapacak, daha iyi yapmak içinde hep daha fazla çalışacak hevesiniz, gücünüz yoksa olanlara yol açınız. Daha kadroları almadan mesai saatlerinde gündelik işlerimi nasıl hallederimin 40 dakika erken çıkabilir miyimlerin yarım saat geç kalabilir miyimlerin peşine düşenler ya nepotizmi doruklarda yaşayanlar ya da kumaşında çalışma arzusu bulunmayanlar, dereyi görmeden kaytarma planları yapmayın, yapacaksanız gelmeyin inanın işine dört elle sarılacak pırıl pırıl bir sürü insan var.
Tüm şartları taşıdığını düşünen fakat ön değerlendirme listesinde adını göremeyenler başvurduğunuz kadro için mülakata çağrılacak kişi sayısı bellidir, çağrılacak adaylar en yüksek puandan başlayarak belirlenir, mülakata çağrılma kontenjanı dolduğunda liste biter. Örneğin, 10 kişi çağrılacaksa en yüksek puandan başlayarak yapılan listede 10. kişinin ortalaması 83 ve sizin ortalamanız 82 ise kontenjan dolduğu için çağrılmazsınız.
Son olarak da başka kurumlarda memur-amir olarak çalışanlar, akademiye bir şey katma arzusu olmayanlar, sadece maaşı için şu kadrolara başvuranlar, yana yakıla torpil arayanlar hukuki olarak önünüzde bir engel yok pek tabi ancak umarım bir gün kendi çocuklarınızın da bu yollardan geçebileceğini unutmazsınız ve insanlığınız bir gün bir yerlerde sizi durdurabilir. Bir de bir yerlerdeki memurluk pozisyonunuzu bırakmadan önce geceden sabaha her şeyin değişebildiği memleketimizde özellikle şu araştırma görevlisi kadrolarındaki 50/d durumunu, yüksek lisansınız bittikten sonra ne yapacağınızı daha doğrusu yapamayacağınızı ölçün, biçin öyle karar verin.
Sıralamalara girip torpil olur diye mülakatlara gitmeyecek olanlar, bir pirinç tanesi ebatında dahi saygınız yok mu kendinize oraya başvuru şartı taşımak için bile ne yolları geçmeniz gerekti bu kadar mı pes etmiş durumdasınız? Torpil her yerde bu yüzden bugün toplum olarak işlevsiz bir noktadayız ama vazgeçersek o zaman tamamen kaybetmiş oluruz. Hadi kendinize saygınız yok, şahsen başvuru yaptınız oraya gitmek için yol parası verdiniz, çıktı aldınız, fotokopiler çektirdiniz, belgeler onaylatmak için para verdiniz, emeğiniz var. Bu da mı olmadı madem mülakatlara gelmeyeceksiniz ne olursa olsun gelecek olanların hakkını niye elinden aldınız en başta başvurup sıra işgal etmeseydiniz başka biri çağrılacaktı, biraz özveri ve empati lütfen. Siz mücadeleye girişin, 5. günün şafağında doğuya bakın, belki sevimli sonuçlar alırsınız.
Bir de bir yanlışı düzeltelim. MSÜ ne YÖK'e ne de MEB'e bağlıdır. MSÜ, Milli Savunma Bakanlığı'na bağlıdır. İlgili yönetmeliklerin oluşturulmasında ve karar alım aşamalarında kendi işlerini düzenlerken YÖK kararlarını sadece dikkate alır.
Hak edenlere başarılar dilerim