Yani anladığım kadarıyla diyorsunuz ki asistanlar dışında kimse yardımcı doçent kadrosu almasın. O zaman yök özellikle doktora programına öğrenci alırken kişilerden imza alsın yapacağınız bu doktora eğitimi sonunda sizi hiç bir şekilde yardımcı doçent kadrosuna almayacağız bunu bilerek yapın ya da asistan dışında kimseyi dr programına almasınlar zaten yapılan doktora sonrasında yardımcı kadrosu verilmeyecek. Oradaki asistan arkadaşların hakkıymış gibi bir izlenim olmuş sizce bir bölümde asistan olup dr yapmak mı daha zor dışarıda çalışıp dr yapmak mı daha zor. ( Ben fikir vermesi açısından bir iki örnek vereyim sizin işiniz icabı sürekli ünide olacaksınız ve üninin her türlü imkanından faydalanacaksınız, hocanız sürekli yanınızda olacak, bir kongreye gitseniz sizi üni destekleyecek ve izinli olacaksınız, hocalarla ikili ilişkileriniz daha kuvvetli olacak vb.) En azından geçen yıl verilen tazminat(800 tl civarı olan) tüm dr yapan akademik personel dışında kişilere de verilmeliydi. hem bu kişiler zor şartlarda dr yapsın hem bitirince de kadro asistanların olsun o zaman bu insanlar ne için dr yapıyor.
Hayır hocam asla öyle birşey demiyoruz en azından ben kendi adıma demiyorum AMA doğrudan yardımcı dolçentliğe almak da maalesef sorun çıkartıyor.
Yani dışarıdan bakınca tamam kadro açılsın herkes başvursun, adaletli görünüyor ama o adam eğer ki ömrü boyunca hiç araştırma görevlisi olarak çalışmamışsa bu kez araştırma görevlilerine mobbing uygulamaya başlıyor.
Bu nedenle bence elbette dışarıdan alınsın ama nasıl ki özel sektörde görece yüksek kademeye işe alınırken "iş tecrübesi" aranıyor bu şekilde burada da uygulansın.
Bakın ben araştırma görevliliğinden işten atılınca (neden işten atıldığımı yukarıdaki mesajda anlattım) bir Amerikan firmasında yönetici pozisyonda işe girdim (tabi direk yönetici olarak işe girmedim sonradan yükseldim yanlış anlaşılmasın) orada "doktora yapan" ama hiç iş tecrübesi olmayan kişileri özellikle şirketlerin işe almadığını gördüm ki adaletsiz elbette ama bir nedeni var.
Neden biliyor musunuz? Çünkü ne zaman öyle birini işe alsanız adam iştede öğrenci kafasıyla davranıyor anlatması çok uzun sürer ama tecrübesi olmadığı için ona işi öğretmek için harcadınığınız efor yerine yeni yetme mezun alsanız daha karlı oluyor.
Bu açıdan salt ALES üds puanı yüksek, doktora yapmış, diploma notu iyi v.s.. gibi SADECE ÖĞRENCİLİĞİ ÖLÇEN KRİTERLER kadar gerçek hayata dair kriterler de aranmalı diyoruz. Yoksa çoğu araştırma görevlisinin de zaten torpille girdiği gerçek ama bu torpili sağlayan da gene bu öğrenci başarısına dayalı sistem.
Objektif sistem kuralım derken sırf öğrencilik notlarına bakıp adam almak sistemi daha da yozlaştırıyor ve zaten torpili de engellemiyor.
Bir de Kanadada gördüğüm birşey orada bile adamcılık var maalesef yani onu engelmemenin yolu sistemin kendisinden değil insanların düşünce tarzlarını değiştirmelerinden geçiyor. Yoksa 2000$a sahte TOEFL belgesi hazırlatıp doktoraya başlayıp 35000$ı cebe indiren adam da gördük yurtdışında.