YÖK Başkanlığının Üniversitelere Kadro Verme Yetkisi Kaldırıldı...

Kartvel

Öğrenci
Cumhurbaşkanının "Bu Yrd. Doç.'ligi kaldıralım. İnsanları neden bekletiyoruz ki? Doktorasını bitiren direkt Doçentliğine hazırlanmaya başlasın." minvalindeki ilk açıklamasının ardından, zannederim, akademik camiadan ve Maliye'den uyarı aldı. Bu nedenle de iş "Dr. Öğr. Üyesi" garabetine döndü.

Ben bu ilk açıklamalar nedeniyle, zannetmiştim ki doktorasını bitiren bütün Ar. Gör.'ler, Öğr. Gör.'ler, Okutmanlar başka herhangi bir sınav vs olmadan, kendiliklerinden bir anlamda Yrd. Doç. olacaklar. Yeni unvan da ne bileyim sadece "Dr." olur diyordum. "Dr.-Doç. Dr.- Prof. Dr." gibi.

Cumhurbaşkanının bu açıklamasının sebebinin de kendisine ve partiye sık sık "kadro vermeyen Rektör" gibi şikayetler gelmesi ya da kadro talep edenler olduğunu düşünüyor; siyasilerin bu işlerle uğraşmak zorunda kalmaması ve kadro alamayanlar nedeniyle bir memnuniyetsizlik oluşmamasını sağlamaya çalışıyor diyordum.

Bunlar olur biterken doktora tezimin savunma tarihi yaklaşıyordu. 40'lı yaşlardayım. 4 yıllık bölümde Öğretim Görevlisi Doktor'um. Bir Dr.Öğr.Üyesi ile yaptığım iş anlamında hiçbir fark yok. Tek fark, Rektör'ün "Sen Dr. Öğr. Üyesi ol!" demesi. Ben de bu yaştan sonra kimseye ağız eğmeden, beklemeden Yrd. Doç. olacağım diye o kadar umutluydum ki.

Sonrası malum.

Diyeceksiniz ki "Sen Doçentliğine hazırlan, kafana takma!" Ama o iş öyle olmuyor. Birincisi muallakta kalan bir iş. Belirsizlik. Beklenti... İkincisi ise yukarıda dediğim gibi bir Dr.Öğr.Üyesi ile tamamen aynı durumdayız ama onlarla benim aramdaki maaş farkı neredeyse 2.000 lirayı buluyor. (Kuruluş geliştirme olan bir üniversitedeyim.)

Daha Ar. Gör.'lerin bizden daha fazla maaş aldığını, bizim 25 saat derse girip ek dersle ancak onların maaşına eriştiğimizi falan söylemiyorum bile. Ki o ek ders de o kadar düzensiz yatıyor ki. ("Para için bu mesleği yapıyorsan..." gibi, gençlerin tabiriyle "duyar kasan" olabilir, şunu soyleyeyim: Mesele hem tam olarak para değil, hem de para evet. Tam olarak para degil; çünkü o kadar derse girip en düşük maaşı almak çok tuhaf geliyor insana. Bölümün hamallığını yapıyorsun gibi.anlatması zor. Hem de para evet. Çünkü para güzel bir şey arkadaşlar. :) Şaka bir tarafa da borç icindeyim arkadaşlar. Kadro işi olsa elim çok rahatlayacak.)

Velhasıl kelam: Nerdeen nereye? Sürekli memurlar.net'e, dbp.gov.tr'ye bakıyorum üniversitem ilana çıktı mı diye. Kimseye utancımdan bir şey soramıyorum.

Kusura bakmayın içimi dökmek istedim. Lütfen Ar. Gör.'ler ve Dr.Öğr.Uyesi arkadaşlar kişisel almasınlar. Bizim durumumuz tam olarak böyle ama ben kimseyi kişisel olarak suçlamıyorum.
 
Son düzenleme:

Mehmet123456

Öğrenci
Teşekkür ederim Hocam

- - - Güncellendi - - -

Hocam bu durum kadrolar açısından bir sorun teşkil etmiyor üniversitenin elinde 20 boş kadro varsa 500 atama izni verilse de nafile yine en fazla 20 personel ataması yapabilirler. Bu sayılar kafa karıştırmasın devlet her sene alın size 20 kadro 30 kadro demiyor ellerinde var olan boş/boşalmış kadrolara atama yapabilecekleri sayı sınırını belirtiyor. O yüzden karalar bağlanacak bir durum yok aslında.

Teşekkür ederim Hocam.
 
Cumhurbaşkanının "Bu Yrd. Doç.'ligi kaldıralım. İnsanları neden bekletiyoruz ki? Doktorasını bitiren direkt Doçentliğine hazırlanmaya başlasın." minvalindeki ilk açıklamasının ardından, zannederim, akademik camiadan ve Maliye'den uyarı aldı. Bu nedenle de iş "Dr. Öğr. Üyesi" garabetine döndü.

Ben bu ilk açıklamalar nedeniyle, zannetmiştim ki doktorasını bitiren bütün Ar. Gör.'ler, Öğr. Gör.'ler, Okutmanlar başka herhangi bir sınav vs olmadan, kendiliklerinden bir anlamda Yrd. Doç. olacaklar. Yeni unvan da ne bileyim sadece "Dr." olur diyordum. "Dr.-Doç. Dr.- Prof. Dr." gibi.

Cumhurbaşkanının bu açıklamasının sebebinin de kendisine ve partiye sık sık "kadro vermeyen Rektör" gibi şikayetler gelmesi ya da kadro talep edenler olduğunu düşünüyor; siyasilerin bu işlerle uğraşmak zorunda kalmaması ve kadro alamayanlar nedeniyle bir memnuniyetsizlik oluşmamasını sağlamaya çalışıyor diyordum.

Bunlar olur biterken doktora tezimin savunma tarihi yaklaşıyordu. 40'lı yaşlardayım. 4 yıllık bölümde Öğretim Görevlisi Doktor'um. Bir Dr.Öğr.Üyesi ile yaptığım iş anlamında hiçbir fark yok. Tek fark, Rektör'ün "Sen Dr. Öğr. Üyesi ol!" demesi. Ben de bu yaştan sonra kimseye ağız eğmeden, beklemeden Yrd. Doç. olacağım diye o kadar umutluydum ki.

Sonrası malum.

Diyeceksiniz ki "Sen Doçentliğine hazırlan, kafana takma!" Ama o iş öyle olmuyor. Birincisi muallakta kalan bir iş. Belirsizlik. Beklenti... İkincisi ise yukarıda dediğim gibi bir Dr.Öğr.Üyesi ile tamamen aynı durumdayız ama onlarla benim aramdaki maaş farkı neredeyse 2.000 lirayı buluyor. (Kuruluş geliştirme olan bir üniversitedeyim.)

Daha Ar. Gör.'lerin bizden daha fazla maaş aldığını, bizim 25 saat derse girip ek dersle ancak onların maaşına eriştiğimizi falan söylemiyorum bile. Ki o ek ders de o kadar düzensiz yatıyor ki. ("Para için bu mesleği yapıyorsan..." gibi, gençlerin tabiriyle "duyar kasan" olabilir, şunu soyleyeyim: Mesele hem tam olarak para değil, hem de para evet. Tam olarak para degil; çünkü o kadar derse girip en düşük maaşı almak çok tuhaf geliyor insana. Bölümün hamallığını yapıyorsun gibi.anlatması zor. Hem de para evet. Çünkü para güzel bir şey arkadaşlar. :) Şaka bir tarafa da borç icindeyim arkadaşlar. Kadro işi olsa elim çok rahatlayacak.)

Velhasıl kelam: Nerdeen nereye? Sürekli memurlar.net'e, dbp.gov.tr'ye bakıyorum üniversitem ilana çıktı mı diye. Kimseye utancımdan bir şey soramıyorum.

Kusura bakmayın içimi dökmek istedim. Lütfen Ar. Gör.'ler ve Dr.Öğr.Uyesi arkadaşlar kişisel almasınlar. Bizim durumumuz tam olarak böyle ama ben kimseyi kişisel olarak suçlamıyorum.

Yazdıklarızı o kadar iyi anladım ki. Ben de doçent olana kadar öğr.gör. dr.dum. ve ben de cumhurbaşkanının o açıklamasından sonra doktoralı akademisyenler arasında farkın kalkacağını zannetmiştim. Bu konuda inanın YÖK öncesi durum daha iyiydi. Çünkü yrd.dr. gibi bir unvan yoktu. Doktorasını bitiren herkes kadro atanma derdine düşmek zorunda kalmıyordu dr asistan olarak derslere giriyor ve doçentliğe hazırlanıyordu. O zamanki maaş durumunu bilemiyorum ama en azından eşitlik vardı.
YÖKle birlikte yrd.doç.lik geldi şimdi de dr.öğretim üyesine çevirdiler. Akademik olarak aynı fakat kadro olarak insanlar arasında farklar yaratıldı. Şu anda doktoralı akademisyen üç farklı unvanda görev yapıyor. Sizin soylediklerinize ek olarak, öğr.gör.dr.lar bazı üniversitelerde yüksek lisans doktora derslerine giremiyor, tez yönetemiyorlar ve doçentlik başvurusunda tez yönetimi de önemli bir unsur.
Son olarak maaş konusu. İnsanın hayatını idame ettirebilmesi için parasız bir düzen olmadığına göre, elbette önem taşıyor. Sonuçta akademisyenlik de bir iş ve kimse kimseden bedava çalışmasını bekleyemez. Ve eşit işe eşit ücret olmalı. Bu arada öğr.gör.lerle dr.öğretim üyesi maaş farkının bu kadar açıldığını bilmiyordum keza araş.gör.lerin gerisine düştüğünü de. Ben öğretim görevlisi iken fazla fark yoktu ve arş.gör. maaşı ile öğretim görevlisi maaşı aynıydı (hatta ben yüksek derece olduğumdan daha yüksekti. Bilirsiniz dr.öğretim üyeleri de öğretim görevlileri gibi 3600 göstergedir ve 3dereceden aşağı düşemezler). Ben de maddi anlamda zor günler geçirmiştim hem de akademik zamdan önceydi.
Son olarak evet öğretim görevlisisiniz ama bu o kadar da belirsizlik içinde umutsuzluk hissetmenize neden olmasın. Bir an önce çalışmalarınızı tamamlayıp doçent olnaya bakın. Tek çözüm o.
 
Son düzenleme:

Kartvel

Öğrenci
Yazdıklarızı o kadar iyi anladım ki. Ben de doçent olana kadar öğr.gör. dr.dum. ve ben de cumhurbaşkanının o açıklamasından sonra doktoralı akademisyenler arasında farkın kalkacağını zannetmiştim. Bu konuda inanın YÖK öncesi durum daha iyiydi. Çünkü yrd.dr. gibi bir unvan yoktu. Doktorasını bitiren herkes kadro atanma derdine düşmek zorunda kalmıyordu dr asistan olarak derslere giriyor ve doçentliğe hazırlanıyordu. O zamanki maaş durumunu bilemiyorum ama en azından eşitlik vardı.
YÖKle birlikte yrd.doç.lik geldi şimdi de dr.öğretim üyesine çevirdiler. Akademik olarak aynı fakat kadro olarak insanlar arasında farklar yaratıldı. Şu anda doktoralı akademisyen üç farklı unvanda görev yapıyor. Sizin soylediklerinize ek olarak, öğr.gör.dr.lar bazı üniversitelerde yüksek lisans doktora derslerine giremiyor, tez yönetemiyorlar ve doçentlik başvurusunda tez yönetimi de önemli bir unsur.
Son olarak maaş konusu. İnsanın hayatını idame ettirebilmesi için parasız bir düzen olmadığına göre, elbette önem taşıyor. Sonuçta akademisyenlik de bir iş ve kimse kimseden bedava çalışmasını bekleyemez. Ve eşit işe eşit ücret olmalı. Bu arada öğr.gör.lerle dr.öğretim üyesi maaş farkının bu kadar açıldığını bilmiyordum keza araş.gör.lerin gerisine düştüğünü de. Ben öğretim görevlisi iken fazla fark yoktu ve arş.gör. maaşı ile öğretim görevlisi maaşı aynıydı (hatta ben yüksek derece olduğumdan daha yüksekti. Bilirsiniz dr.öğretim üyeleri de öğretim görevlileri gibi 3600 göstergedir ve 3dereceden aşağı düşemezler). Ben de maddi anlamda zor günler geçirmiştim hem de akademik zamdan önceydi.
Son olarak evet öğretim görevlisisiniz ama bu o kadar da belirsizlik içinde umutsuzluk hissetmenize neden olmasın. Bir an önce çalışmalarınızı tamamlayıp doçent olnaya bakın. Tek çözüm o.

Hocam maaş farkı bazı üniversitelere verilen "geliştirme ödeneği" denen ödenek nedeniyle ortaya çıkıyor aslında. Ar.Gör.'ler bu ödeneğin tamamını alırken biz, tam bilmiyorum ama, mesela % 50'sini ya da 60'ını alıyoruz. Dr.Öğr.Üyeleri de yine zannederim tamamını alıyorlar. Kadro ilerleme nedeniyle alınan bir zam da var sonuçta. O da eklenince maaş, dediğim gibi, neredeyse 2000 liraya yakın farklılaşıyor.

Eşim, ben yüksek lisans ve doktorayla uğraşırken "Niye yüksek lisans/doktora yapıyorsun? Bizi ihmal ediyorsun. Nefsini tatmin etmek için bize harcaman gereken zamanı böyle şeylere harcıyorsun, bencilsin." derdi. Hasbelkader Öğretim Görevlisi oldum. Öğretmendim. Şimdi bu kadro işi de olsa neden bütün bunlarla ugraştığımı daha iyi anlar diye düşünüyorum. Böylece doçentliğe hazırlanırken yine bu tür şikayetler duymam diye umuyorum.

Ama dediğiniz gibi sonuç hep aynı noktaya çıkıyor: Kafayı gömüp çalışmam gerekiyor. Hayat bana bunu dayatıyor. Beklemek bir şey kazandırmıyor.

Çok teşekkür ederim Hocam mesajınız için.

Edit: Bu arada 9 Eylül de ilana çıkmış. İnşallah devamı gelir.
 

Luix

Öğrenci
Dokuz Eylül Üniversitesi'nin sitesinde 2019 Norm Kadro Planlaması yer almıyor. Planlama yapmadan da öğretim görevlisi/araştırma görevlisi ilanına çıkabilir mi?
 

agoodperson

Öğrenci
Cumhurbaşkanının "Bu Yrd. Doç.'ligi kaldıralım. İnsanları neden bekletiyoruz ki? Doktorasını bitiren direkt Doçentliğine hazırlanmaya başlasın." minvalindeki ilk açıklamasının ardından, zannederim, akademik camiadan ve Maliye'den uyarı aldı. Bu nedenle de iş "Dr. Öğr. Üyesi" garabetine döndü.

Ben bu ilk açıklamalar nedeniyle, zannetmiştim ki doktorasını bitiren bütün Ar. Gör.'ler, Öğr. Gör.'ler, Okutmanlar başka herhangi bir sınav vs olmadan, kendiliklerinden bir anlamda Yrd. Doç. olacaklar. Yeni unvan da ne bileyim sadece "Dr." olur diyordum. "Dr.-Doç. Dr.- Prof. Dr." gibi.

Cumhurbaşkanının bu açıklamasının sebebinin de kendisine ve partiye sık sık "kadro vermeyen Rektör" gibi şikayetler gelmesi ya da kadro talep edenler olduğunu düşünüyor; siyasilerin bu işlerle uğraşmak zorunda kalmaması ve kadro alamayanlar nedeniyle bir memnuniyetsizlik oluşmamasını sağlamaya çalışıyor diyordum.

Bunlar olur biterken doktora tezimin savunma tarihi yaklaşıyordu. 40'lı yaşlardayım. 4 yıllık bölümde Öğretim Görevlisi Doktor'um. Bir Dr.Öğr.Üyesi ile yaptığım iş anlamında hiçbir fark yok. Tek fark, Rektör'ün "Sen Dr. Öğr. Üyesi ol!" demesi. Ben de bu yaştan sonra kimseye ağız eğmeden, beklemeden Yrd. Doç. olacağım diye o kadar umutluydum ki.

Sonrası malum.

Diyeceksiniz ki "Sen Doçentliğine hazırlan, kafana takma!" Ama o iş öyle olmuyor. Birincisi muallakta kalan bir iş. Belirsizlik. Beklenti... İkincisi ise yukarıda dediğim gibi bir Dr.Öğr.Üyesi ile tamamen aynı durumdayız ama onlarla benim aramdaki maaş farkı neredeyse 2.000 lirayı buluyor. (Kuruluş geliştirme olan bir üniversitedeyim.)

Daha Ar. Gör.'lerin bizden daha fazla maaş aldığını, bizim 25 saat derse girip ek dersle ancak onların maaşına eriştiğimizi falan söylemiyorum bile. Ki o ek ders de o kadar düzensiz yatıyor ki. ("Para için bu mesleği yapıyorsan..." gibi, gençlerin tabiriyle "duyar kasan" olabilir, şunu soyleyeyim: Mesele hem tam olarak para değil, hem de para evet. Tam olarak para degil; çünkü o kadar derse girip en düşük maaşı almak çok tuhaf geliyor insana. Bölümün hamallığını yapıyorsun gibi.anlatması zor. Hem de para evet. Çünkü para güzel bir şey arkadaşlar. :) Şaka bir tarafa da borç icindeyim arkadaşlar. Kadro işi olsa elim çok rahatlayacak.)

Velhasıl kelam: Nerdeen nereye? Sürekli memurlar.net'e, dbp.gov.tr'ye bakıyorum üniversitem ilana çıktı mı diye. Kimseye utancımdan bir şey soramıyorum.

Kusura bakmayın içimi dökmek istedim. Lütfen Ar. Gör.'ler ve Dr.Öğr.Uyesi arkadaşlar kişisel almasınlar. Bizim durumumuz tam olarak böyle ama ben kimseyi kişisel olarak suçlamıyorum.

Hocam söylediklerinize kesinlikle hak veriyorum. Hak ettiğiniz hayatı yaşarsınız umarım.

Ben diğer bölümleri bilemem. Fakat kendi bölümümü göz önünde bulundurduğumda, öğretim üyesi yahut araştırma görevlisi olmak yerine güzel bir ildeki bir MYO'da öğr. gör. olmayı tercih ederim. İşin içine geliştirme ödeneği girince fark büyüyor olabilir fakat geliştirme ödeneği olmayan yerlerde dr. öğr. üyesi ve öğr. gör. arasındaki fark maksimum 1000 TL.

Bu mantıkla bakmak elbet ki yanlış fakat maalesef akademinin durumu içler acısı. Benim gözlemlediğim yerlerde öğr. üyeleri aşırı yoruluyorken, öğr. gör.ler rahatça gezebiliyor, ailesine vakit ayırabiliyor. Belki biraz daha az para alıyorlar fakat ben onları nispeten daha rahat görüyorum. Tabii, dediğim gibi bu benim gözlemlediğim kişi ve kurumlardaki durum.

Ben de baya hayatımdan çalarak DR yapıyorum. Fakat öğretim üyesi olup hayatımın geri kalanını da bu rezil düzende boş yere çırpınarak geçirip, gece gündüz yorulacağıma öğr. gör. olmayı yeğliyorum. Bu düzen insanda ideal bırakmıyor. DR'yı niye yapıyorsun o zaman derseniz, hem mecburiyet hem de dr. öğr. gör.lerin myolarda nispeten daha rahat olması. Ayrıca, ülke şartlarında öğretim görevlileri de fena kazanmıyor. Eline en kötü 5000 lira geçiyorsa maalesef şükretmek gerek. Nispi rahatlık da oldukça önemli.

Ben de nelerden feragat ettim. Ne ideallerim vardı. Yok hocam yok. Tanıdık yoksa her şey imkansıza yakın. Sizin kadro işi de o hesap. Kimler doç oluyor kimler prof oluyor görüyorsunuzdur. Aman kalsın, onlar olsun. Kendimi paralayıp, aç kalamam. Dünyaya bir kez geliyoruz. Asosyal, insani ilişkileri zayıf damgası yemekten yoruldum.

Kabullenmek kaybetmektir, ben kabullendim maalesef. Belki söylediklerim çok boşvermiş, fırsatçı vb. gelebilir ancak maalesef durum bu. Zaten elinizden geleni yapıyorsunuzdur, kalanı ise halimize şükretmek. En azından kadronuz garanti, dışarıda durum öyle berbat ki.

Umarım herkes emeklerinin karşılığını alır. Saygılar...
 

qrace07

Öğrenci
Bugün bir üniversitenin personel daire başkanlığıyla görüştüm ve kısa süre içerisinde ( 1 hafta içerisinde )Araştırma Görevlisi ve Öğretim Görevlisi ilanlarına çıkacaklarını söylediler. Aciliyeti olan bölümlere öncelik verip, bilim sınavları tamamlandıktan sonra diğer bölümler için de 2. kez ilana çıkacaklarını söylediler.


Dilerim diğer üniversitelerde kısa süre içerisinde ilana çıkarlar.

Nokia 5110 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi.
 

sgk152535

Öğrenci
Bugün bir üniversitenin personel daire başkanlığıyla görüştüm ve kısa süre içerisinde ( 1 hafta içerisinde )Araştırma Görevlisi ve Öğretim Görevlisi ilanlarına çıkacaklarını söylediler. Aciliyeti olan bölümlere öncelik verip, bilim sınavları tamamlandıktan sonra diğer bölümler için de 2. kez ilana çıkacaklarını söylediler.


Dilerim diğer üniversitelerde kısa süre içerisinde ilana çıkarlar.

Nokia 5110 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi.
Bahsettiğiniz üniversite üç büyükşehirde mi, değilse iç anadolu ege vs gibi bölge adı paylaşır mısınız? [emoji4] Saygılar.

SNE-LX1 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

tumua

Araştırma Görevlisi
Hocalarim ve ozellikle [MENTION=103373]yasarayanoglu[/MENTION] hocam. Hepimizi ilgilendiren bir soru sormak istiyorum. Rektorun gorev suresinin bitmesine 1 ay kala universite arastirma gorevlisi ilanlarina cikabilir mi? Yök bunu eskiden engelliyordu. Simdi su yonetmelikle engelleyebilir mi? Yoksa yökun bu tarz engellemeleri eski yonetmelikte mi kaldi
not: bu arada rektor ilana cikmak istiyor diye duyduk ama YOK?
 

Kartvel

Öğrenci
Hocalarim ve ozellikle [MENTION=103373]yasarayanoglu[/MENTION] hocam. Hepimizi ilgilendiren bir soru sormak istiyorum. Rektorun gorev suresinin bitmesine 1 ay kala universite arastirma gorevlisi ilanlarina cikabilir mi? Yök bunu eskiden engelliyordu. Simdi su yonetmelikle engelleyebilir mi? Yoksa yökun bu tarz engellemeleri eski yonetmelikte mi kaldi
not: bu arada rektor ilana cikmak istiyor diye duyduk ama YOK?

Hocam o engelleme Rektörlük seçimleriyle ilgiliydi. Rektörün, kendisine oy vermesi karşılığı öğretim üyesi atamaması içindi. Şimdi seçim de olmadığına göre böyle bir engel de yok. Ama 1 ay kala da ilana çıkılacağını sanmam Hocam. Bunu yeni yönetimin yapmasını daha şık bulabilirler.
 

yasarayanoglu

Yardımcı Editör
Hocalarim ve ozellikle @yasarayanoglu hocam. Hepimizi ilgilendiren bir soru sormak istiyorum. Rektorun gorev suresinin bitmesine 1 ay kala universite arastirma gorevlisi ilanlarina cikabilir mi? Yök bunu eskiden engelliyordu. Simdi su yonetmelikle engelleyebilir mi? Yoksa yökun bu tarz engellemeleri eski yonetmelikte mi kaldi
not: bu arada rektor ilana cikmak istiyor diye duyduk ama YOK?

Bu konuda kanuni bir engel yok hocam. Eskiden sadece öğretim üyesi ilanına çıkılması engelleniyordu seçimlerden dolayı. Ancak rektörlük acil görmez ise etik açıdan ilana çıkmayabilir tamamen kendi inisiyatiflerine kalmış. Birde bu durumda iken ilana çıkmak riskli olabiliyor. Örneğin yakın zamanda Aydın Adnan Menderes Üniversitesi bu durumda iken (yıl sonu nedeniyle) ilana çıktı ancak ön değerlendirme aşaması sonrası rektör değişimi oldu ve giriş sınavları öncesi yeni yönetim ilanı iptal etti. O yüzden Rektör atamasını beklemeleri daha mantıklı olacaktır.
 
Son düzenleme:

pHDoktor

Öğrenci
Selçuk ve Şırnak da ilana çıktı.

Hocam şimdi bazı bölümleri inceledim. Norm kadro falan hak getire. Araştırma Üniversitesi bile olsa o ilanları veremez norm kadroya göre. Bazıları çok dikkat çekici. Mesela Ziraat Fak. ilanlarına baktım. Tarla bitkileri bölümünde hoca sayısı çok fazla ama 3 de ilan vermiş.

- - - Güncellendi - - -

Hatta 4 tane 3 doçent ve 1 profesör kadrosu.
 

Kartvel

Öğrenci
Hocam şimdi bazı bölümleri inceledim. Norm kadro falan hak getire. Araştırma Üniversitesi bile olsa o ilanları veremez norm kadroya göre. Bazıları çok dikkat çekici. Mesela Ziraat Fak. ilanlarına baktım. Tarla bitkileri bölümünde hoca sayısı çok fazla ama 3 de ilan vermiş.

Hocam norm kadroyla ilgili şöyle bir söyleniyor: Aslında o ilan edilen kadroların iki katına kadar kadro tahsisi mümkün. Üstü için YÖK'ten izin alınıyor. Ne kadar doğru bilmiyorum ama böyle bir şey duymuştum. Ondan dolayı norm kadro aşılıyor gibi görünebilir belki de.
 
Üst