bulabildiğim en yakın tarihli yargıtay kararı. maaşların kefalet senediyle geri istenemeyeceğini söylüyor. ama gerçi bu durum sadece maaş ödemelerin senette açıkça yazmaması gerekçesine bağlanmış.
18. Hukuk Dairesi 2016/1356 E. , 2016/7670 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Vek.Av....
Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim giderleri nedeniyle davalıya ödemek durumunda kalınan 95.401,50 TL'nin ödeme tarihi olan 28.05.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı Üniversitede araştırma görevlisi olarak göreve başladığını, 2547 sayılı Yasanın 35. maddesi kapsamında doktora eğitimi için ..... gönderildiğini, 24.01.2014 tarihinde doktora programından mezun olduğunu, davacının eğitimini tamamlamasından sonra 21.04.2014 tarihinde davalı üniversitede tekrar göreve başladığını,....yardımcı doçent kadrosuna başvurduğunu, davalı üniversitenin muvafakat vermemesi üzerine şartlı olarak istifa ettiğini, .... tarafından kendisine ödenen net maaşın %50 fazlası ile 95.401,50 TL'yi ödeme şartı ile istifa ettiğni, kefalet ve taahhüt senedinin geçersiz olduğunu, maaş ödemelerinin geçersiz olduğunu, maaş ödemelerinin geri alınamayacağını ileri sürerek, haksız olarak tahsil edilen 95.401,50 TL'nin 28.05.2014 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Davacı tarafından....doktora eğitimi için gönderilmesinden önce, davalı üniversiteye verilen taahhütnamesinde .... doktora eğitimi için geçici olarak görevlendirilmesi nedeniyle ....dönüp mecburi hizmet ifa edileceği taahhüt edilmiş ve davacının mecburi hizmetini tamamlamadan ....ayrıldığı anlaşılmıştır. Davacı, taahhütnamenin (kefalet senedi) 4. maddesinde ".... istifa suretiyle ayrıldığım takdirde eksik kalan mecburi hizmet süremle orantılı olarak müfredatı aşağıda beşinci maddede belirtilen bilcümle matlubatı yine bu beşinci maddede tesbit edilen ....
hukuki esaslarla kayıtlı olmak şartıyla .... nakten ve tamamen ödemeyi tahhüt eylerim", 5. maddesinde ise "Yukarıda (1. maddede) yazılı sebeple her türlü ödemeler bu hususlara ilave olarak şahsım adına programım içinde veya dışında her ne sebeple ve şartla olursa olsun sarf edilen meblağ, dördüncü maddede belirtilen nedenlerden eksik mecburi hizmet sürem bulunduğu takdirde eksik hizmet süremle orantılı olarak hesaplanacak tutar, fiili geri ödeme tarihindeki .... efektif satış kuru üzerinden hesap edilecek Türk Parası tutarını, portesto keşidesine ve hüküm istihsaline hacet kalmaksızın nakten ve defaten ..... ödeyeceğimi ve keza işbu maddede yazılı giderler ile buna bağlı her türlü harcamaların faiz başlangıcının taahhüdün ihlal tarihi olacağını ve faiz nisbetinin de tahsil edileceği yılda cari olan kanuni faiz olarak hesap edileceğini şimdiden taahhüt ve kabul ederim." şeklinde taahhütte bulunmuş olup davacı bu taahhütnamenin imzalandığı ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı Türk Borçlar Kanununun 24. ve devamı maddeleri anlamında hata, hile veya tehdit altında kendisine imzalatıldığını ileri sürmemiştir. Davacının özgür iradesi ile davalı üniversiteye böyle bir yüklenme senedi vermesini yasaklayan bir yasal düzenleme olmadığı gibi, davacı....kendi iradesi dışında da gönderilmiş değildir. O halde bu taahhütname davacıyı bağlar niteliktedir. Kaldı ki davalı üniversitece yükümlülükler yerine getirilmiş, davalı tarafından ise yerine getirilmemiştir.
Davacının halen taahhütname gereğince mecburi hizmet yükümlülüğü devam ettiğine göre, adına tahakkuk edilen miktarı ödemekle sorumlu olup, ortada taahhütnameyi geçersiz kılan bir durum da bulunmamaktadır. Buna göre mahkemece, tahhütname içeriğine tüm ödemeler kapsamında yurtiçi maaşlarında eksik mecburi hizmet süresi ile orantılı olarak davalı üniversiteye iadesi gerektiği dikkate alınarak, bu miktar dışında sebepsiz zenginleşilen bir bölüm bulunup bulunmadığının tespiti açısından bilirkişiden rapor alınarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Yasanın 78. maddesi uyarınca iadesi gerekip gerekmediği hususunda değerlendirme yapılarak oluşacak uygun sonuç doğrultusunda bir karar verilmesi gerekirken, taahhütname ve kefalet senedinde harcama kalemleri arasında açıkça yer verilmeyen maaş ödemelerinden davacısının sorumlu tutulmasına yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.