Arkadaşlar ben öğretmenim. Bu norm kadro meselesini anlatayım. Bir okulda o dersin kaç saat okutulacağı bellidir. Örneğin coğrafya dersini alacak sınıflar bellidir. Ders iki saat olduğuna göre ikiyle çarpılır. Bir öğretmen ise 15 saat derse girer. Ancak zorunlu halde idare 21 saate kadar ders verebilir. Norm da bu 21 saate göre hesaplanır.
15 sınıf varsa coğrafya alacak olan toplam 30 saat ders vardır.
21'i geçtiği için o okulun normu 2'dir.
42 saate kadar iki kalır, 43 olunca 3'e çıkar.
Şimdi gelelim üniversite kısmına. Bir üniversitede anabilim dalı ile öğrenci arasındaki ilişki bu kadar standart değildir. Seçmeli ders zaten ayrı bir olay. Zorunlu derste bile sınıfların durumu lisedeki gibi sabit değildir. Bir örnekle açıklayayım.
Edebiyat ikinci sınıfı ya bir tanedir, ya iki. Bir de bunun gecesi olsa toplam dört sınıf eder. Hepsi ikinci sınıfta Servetifünun dersi gördüğünü farz edelim toplam 12 saat ders eder. Bu bir hocanın ders yükü demektir. Geri kalan diğer sınıflarda da böyle olsa en kaba haliyle, sadece Yeni Türk edebiyatı hocası 4 tane lazım demektir. Ancak buna karşılık Eski Türk Dili hocası ders yüküne göre 2 tane eder. Yani Anabilim dalına göre ayrım olur. Üstüne bir de yüksek lisans ve doktora ders dağılımlarını yaparsını iş çorba olur. Bir de seçmeliden sizi seçenlere ders açarsanız iyice karışır. Hocanın projeleri, ders saatine karşılık gelen diğer işlerini hiç hesaba katmıyorum bile. Bilenler bilir.
Hülasa-i kelam lisede sınıf belli, ders belli, öğretmenin ders yükü belli. Ayrıca başka hiçbir değişken işin içinde değil. Ancak akademi anayasaya göre de bir eğitim kurumu değildir. Orası araştırma ve incelemelerin yapılacağı yerdir. Eğitim vardır, ancak ilkine dahil bir durumdur. Birbirine benzer bir durum ortaya çıkaracak yönetmelik düşünülemez.
Saygılarımla.
