Arkadaşlar şimdi yazacaklarim konusunda birçok kişi beni çok eleştirecek..Olsun ben genede içimden geçenleri yazmak istiyorum. 13 yıldan beri gördüklerimi şahit olduklarımı anlatayım ben , nasıl dusuneceginiz size kalmış. Hem belki genç arkadaşlara ne yapmaları gerektiği konusunda da bir fikir verir.
Öncelikle şunu belirteyim akademik hayat gerçekten sabır isteyen zor bir iş. Aslında bu sabrın büyük kısmı bilimsel çalışmalar için değil bu atama gibi kadro gibi ve sonradan göreceğiniz bilimum saçmalıklar için.. gerçekten bu yolda fiziksel ve veya ruh sağlığını kaybedenler gördüm. Bende yaşadım yaşıyorum da hâlâ..
Esasında böyle bir yola girmek isteyen her "deli" ye direk kadro verilmelidir bence. Ancak maalesef akademisyen araştırmacı sayısı arttirilacagina nedendir bilmem başka yerlere harcanıyor gidiyor kaynaklar. bırakın kaynak ayırmayı 300 TL için , öğretim üyesi sayisini arttirabilecekken Ar.Gor. Dr.
Kadrosundakilere kadro verilmiyor, kusturuluyor, yildiriliyor (bakınız ben 5 yıldır hakkım olani bekliyorum). Yahu siz bu adamlara zaten maaş ödüyorsunuz bırakınız onlarda dersini kafası rahat versin öğrenci yetistirsin ( şahsen ben ar gör Dr olarak ders vermek istemiyorum, önce kadro sonra ders , madem ihtiyacın var önce kadromu ver) Geçenlerde yoksiste alanlara göre bakayım dedim sayılara 80 milyonluk bir ülke için hakikaten komik! Bir avuç insan zor şartlarda para olmadan bilim yapmaya çalışıyor. Para derken maaslardan bahsetmiyorum. Modern bilim parasız yapılamaz arkadaşlar artık ileri teknoloji deney yapmadan üretilmiyor veya iyi bir sosyal proje masa başında yapılamıyor orada da durum aynı para harcayıp simülasyon , veri toplama, anket vs yapmanız gerekiyor. Alanlara göre yöntemler değişse de para lazım velhasıl. Aziz Sancar Hoca acaba ABD de ne kadar bütçeli projeler alarak nobele uzandı? Türkiye'de olsa alabilir miydi sizce. Yada Aziz Sancar potansiyelinde hiç mi araştırmacı yok Türkiye de sizce. Bu insanlar neden Nobel alamıyor acaba? Sebebi belli arkadaşlar maalesef araştırmacılar desteklenmiyor. Harward tek başına Türkiye'deki bütün universitelerin yaklaşık 5-10 katı para harcıyor. Evet yanlış duymadiniz 2017 bütçesi 32 milyar dolardı yanılmıyorsam. Arkadaşın biri en iyi üniversiteler listesine geyik bu ya hep Amerikan İngiliz üniversiteleri var demiş bir yerde...adam her yeri Türkiye sanıyor kendi gibi sanıyor harward para mı verip kendini listeye sokuyor!!! Tabiki o olacak milyar dolara kim labaratuvar kurarsa, hakeden, yetkin araştırmacılari kim çalıştırırsa o olacak. Bundan daha doğal bir şey yok.
Diğer bir konuda birlikte calisma..bilimsel çalışmalar tek başına yapılabilecek bir şey değildir. O devir kapandı artık. Bütün dünya disiplinler arası çalışmaya ve ekip çalışmasına yonelmiş durumda biz de ise bu durum laftan oteye geçmiyor. Ekip çalışması derken gerçek anlamda ekiplerden bahsediyorum, herkesin bir görevinin olduğu, emek verdiği ekip.. makale sayısını arttırmaya yönelik sahte ekip değil.. Ekip çalışmaları resmen cezalandırılıyor. Doçentlik şartlarında , üniversitelerin şartlarında puanlar bölünerek hiç ediliyor. Araştırmacı yanlız çalışmaya yönlendirilerek güçsüz hale getiriliyor.
Şimdi gelelim nasıl kadro alınır meselesine..
birinci yol...zor yol..
maalesef bir takım puanlarınız yüksek diye kadro alamazsınız ( lütfen kizmayin arkadaşlar gerçekler bunlar). Öncelikle kendinizi ispat etmeniz gerekiyor. İlk iş yukarıda yazdıklarımı dikkate alarak, kendinize bir Hoca bulun, ekibi olan, proje alan, aktif olarak çalışan bu ekibe dahil olun. Gidin Hocanın yanına tanıtın kendinizi, bölüm başkanıyla konuşun ciddiyetinizi gösterin. Merak etmeyin tüm Hocalar böyle insanlar ariyor...ya da siz böyle hocaları bulun.. Hocanın yanına yüksek lisans veya doktoroya girerseniz artık sabir dönemi başlayacak. Sizide kafasındaki sıraya koyacak ve sizin kadromuz için mücadele etmeye başlayacaktır. Kimse emek verdiği insanın harcanıp gitmesine göz yummaz.(istisnalar kaideyi bozmaz , böyle tipleride görmedik değil.)
Eninde sonunda kadronuz gelecektir. Dört yıl mesai yapar gibi bedavaya bölüme gidip gelen Hocanın odasında akşama kadar çalışan arkadaşlarımız oldu hepside muradına erdi eninde sonunda. Haa Hoca'da proje varsa ufak tefek harclikta alabilirsiniz. Şimdi arkadaşlar ben bu yolu tercih eden arkadaşlar için torpilli diyemem kimse kusura bakmasın. Kadro bunlara analarının ak sütü gibi helal bence. Emeklerinin ve sabirlarinin karşılığı sonuçta...
İkinci yol bu da zor.
Puanlarınız çok yüksek acayip parlak bir transkript ve potansiyel.. Her yeri deneyin! Ama unutmayın ki birinci yolu seçen biri varsa siz o kadroya büyük ihtimalle giremezsiniz, bir şekilde onu alırlar. Ama ne kadar çok denerseniz böyle adayların olmadığı bir yere rastgelme ihtimaliniz artar ve en iyi aday olarak siz kadroyu kaparsiniz. Bizim bölüme bu yolla gelen arkadaşlar da oldu ve çok memnunuz kendilerinden hakikaten çalışkan insanlar..
Üçüncü yol...Güzel ve kısa bir yol ..şiddetle tavsiye ederim. Keşke bende böyle yapsaydım...
Yök veya Tübitak bursu ile yurt dışına gidin. Hem iyi araştırmalar görürsünüz hemde yl ve doktora süreleri bize göre daha kısa (İngiltere'de 3 yıl mesela) 27 de falan doktor olursun . Mecburi hizmet ile de seni bir yerlere Dr öğretim üyesi olarak hemen yerleştirirler. Böyle gelende oldu. Yalnız bu arkadaşlar da ders verme anlatma tecrübesi eksik maalesef . Alinmasinlar ama gerçek bu haa arada iyiside vardır doğal yeteneklidir o ayrı. Ama bu adamlar genelde öğrencilerden hep şikayet alır derslerinden birşey anlamiyoruz diye. Hakikaten burada yetişen hocalar bu konuda daha iyidir doğal olarak, çünkü yıllarca uygulama , kağıt okuma, sinavdi derken pişerler işi öğrenirler ders notları falan her şeyleri hazırdır. Bu yolu seçerseniz bu eksiği kapatmak için biraz çaba gerekli. Ama genelde 4. yıldan sonra yoluna giriyor merak etmeyin.
4. Yol ...hiç tasvip etmediğimiz yol.
Dayını ararsın dayıcim ben hiyarim,iş bulamayacak kadar da berbat bir adamım galiba. Sen şu rektör /dekan arkadasini bir arasanda bana bı ar gorluk ayarlayiversin yaaa. Hiç bişi olamadım bari hoca olayım dersin tak diye atanirsin. Maalesef boylesini de gördü bu gözler. Bunun diğer versiyonuda babası amcası dayısı aynı üniversitede bişi olanlardir ise yaramaz
çocuklarıni nufuslarini kullanarak bir yerlere monte ederler bir şekilde. ( bunların içinde de elbette yetenekli insanlar vardır ben genelden bahsediyorum Euler sülalesinden değil ) Bu iki tipleme maalesef en kötüsüdür. Her yerde başınıza bela olurlar. Kötü yöneticiler bunlara iş vermezler, zaten bunlar da hep kaytarir en basit işi de bilerek bilmeyerek berbat eder. İş gene 1. Yolu ve ikinci yolu seçen zavallı arkadaşlara kalır. 3.
Yolu secenlerin bunlardan haberi bile yoktur onlar yoğun şekilde sadece tezlerine odaklanmıştır başka da derdi yoktur..neyse Doktorayi bitirirsiniz, bu tipte bitirir bir şekilde, bir de bakmışsınız ki yard doç kadrosu bu tipe gider. Haketmis emek vermiş çalışmış sabır göstermiş size değil. Projeye basvurursunuz, bunlar nufuslarini kullanarak kaynakları sömürürler size gelene kadar para kalmaz. Sizden önce doçent de olur. Şartları sağlamak onlar için kolaydır çünkü kendi gibileri bularak çetelesirler bunlar, şark kurnazlığı ile herkes ortaya bir makale atar ve hepsinin adı yazılır bir anda 5, 6 makalesi olur yılda bilmem kaç konferans... Kalite de hak getire bas parayı bas makaleyi..(bütün paralı dergiler kötü değildir yanlış anlaşılmasın). Üniversite de bişi olan bişisi doçentlik jurilerine ulaşarak bu işi de kısa yoldan halleder. Bu arada siz hala sabretmeye devam, tabi sizde bırakın makale bastıracak para aç karnınızı zor doyurursunuz (bu 1 ve 2 numaralı arkadaşlar genelde hep fakirdir , niye diye sormayın bilmiyorum) bırde yaşınız gelip de evlendiyseniz , çoluk çocuk geçim sıkıntısı derken bilimsel çalışma performansız düşer , üstüne bir de sabriniz tükenmeye başlamıştır, azıcık kalan performansıniz da sıfıra soldan hızla gider.
Torpil işte bu bahsettiğim son tiplemedir...ve maalesef bu tiplerden her yerde vardır en az bir tane. Siz engeleyecekseniz böyle adamların aldığı kadroları engellemeye çalışın arkadaşlar. Bunlar Türkiye bilimine en büyük zararı verenlerdir. Kaynak israfidir.. Yıllarca it gibi çalışıp emek vermiş, sağlığından olmuş insanlar değil. Böyle insanlarin kadrolarina dava açarsanız üzülürüm gercekten..
Genç arkadaşlarım mutlaka sizlerde bu tip şeylerle ve burada yazmadigim bir çok şeyle karsilacaksiniz. Akademiye girerken iyice düşünüp öyle karar verin. Sonra en uygun yolu seçin kendinize..4. yol olmasın lütfen. 4. Yolu olanlar, sizi engeleyemeyecegimiz aşikâr ama en azından lütfen universiteye gelmek için kullanmayın bu torpilinizi , daha uygun yerler var oralara gidin.
Lütfen kimse alinipta beni bombardımana tutmasin ben sadece 13 yıllık akademisyenlik hayatımda gozlemlerimi yazdım. Başkaları da mutlaka başka şeyler görmüştür başka şekilde algılamistir saygı duyarım.
Herkesin gönlüne göre olur umarım herkese başarılar ve sabırlar diliyorum.